20. yüzyıl sanayi çağı, toplumsal hareketin oldukça fazla, sanatsal tepkilerin de çeşitli olduğu bir dönemdir. Sömürü anlayışının ortaya çıkardığı hırs, savaşların yok ettiği değerler insanın kendi yarattığı bu çıkmazda kaybolmasına neden olmuştur. Bu yok oluş sürecinin farkına varanlar, bu süreci yavaşlatmak, hatta durdurmak isteyenler ise yine sanatçılar olmuştur.  Käthe Kollwitz, Alman dışavurumcu sanat akımı içerisinde adına sıkça rastladığımız, yaşamını insandan yana değerler üzerine kurmaya çalışmış; savaşın ve insani değerleri yok etmeye çalışan her koşulun, karşısında durmuş bir ressamdır. Dışavurumcu resim anlayışını oldukça iyi özümsemiş ve yaşadığı dönemi özellikle taşbaskı eserlerinde ilmek ilmek işlemekten kaçınmamış, korkusuz bir ressam olan Kollwitz Dünya Savaşlarını ve Sanayi Devrimi sonrası oluşan kötü koşulları anlamamıza yardım eden ender sanatçılardan biridir. Kadın ve aynı zamanda bir anne olmanın yüksek duyarlılığı ile yaşadığı dönemin günlüğünü tutmuş ve bu bellek kaydını yaptığı resim, baskı ve heykelleriyle ölümsüz kılmıştır.