Balkan Dillerinde Doğum ve Ölüm Ritüellerinin Etno-Linguistik Yönleri

Ne kadar farklı olurlarsa olsunlar Balkan halkları tarihi ve kültürel açılardan birbirleriyle bağlantılıdırlar. Bu durum onların dil kimliklerine yansımış ve tanımlı bir coğrafi alanda Balkan birlikteliğini ortaya çıkarmıştır. Öncülden başlayarak kelime tarihi bağlamı içinde anlamını içerir ve eşzamanlı olarak bilginin tamamlayıcısıdır. Bu bağlamda meşhur dilbilimci Eqrem Çabej, “Studime gjuhësore I” (Dil Araştırmaları I) başlıklı eserinde, kelimeyi tarih olarak tanımlar ve şöyle der: “dilin tarihi bir kültür tarihidir” veya “kelimelerin tarihi kültürün tarihidir”. Bu arada, Elena Uzejnova’nın, Slav dillerinin etno-linguistik çalışmaları konulu eserinde sözcük birimlerini yalnızca bilgi paydası taşıyıcısı olarak değil bunun yanı sıra onların işlevlerinin bütün kültürel bağlamları açısından değerlendirir.Bütün bunlar yaşam ve ölüm gibi yaşam döngüsü üzerine etno-külütrel ve dil araştırmalarının temeli olarak hizmet eder. Ancak ailevi ve foklor takvimi bunun dışındadır. Çabej, böyle etnolojik meseleleri “önce Hıristiyan, ilerleyen dönemde İslami elbise giyen eski pagan dönemlerin kalıntıları” olarak telakki etmektedir.“doğum” terimi yalnızca kadın hakkında bilgi vermez, aynı zamanda genel bir fikir olarak biçimlenen sosyal işlevden söz eder. Arnavutça’da hamile kelimesi “e rëndë (yüklü)”, anlamındadır. Bu anlam diğer diller içinde geçerlidir. Sırpça-Hırvatça’da “bremena”, Bulgarca’da “бременна”, Makedonca’da “тешка”, Romence’de “phari”dir. Makedonya Türkleri “gebe kadın”, Türkiye’de ise Arapça kökenli yüklü anlamında “hamile” derler. Aynı derecede ilginç olan doğal ve derin dini süreç açısında ölüm için halk deyimlerinde kullanılan terimlerdir.

The Ethno-Linguistic Aspects of the Birth and the Death Rituals in Balkan Linguistics Context

The Balkan people, no matter how different they are, have been going through a historical and cultural cohesion, which is reflected in their linguistic identities, known as the Balkan concourse, defined within the geographical area. Starting from the premise that the word is the bearer of meaning, within its historical context concurrently the cultural complements the information. In this context, the well known Albanian linguist Eqrem Çabej in “Studime gjuhësore I” (Language Studies I), defines the word as history and he says: "history of language is a cultural history" or "history of words is the history of culture". Meanwhile, Elena Uzejnova in her ethnolinguistic studies of Slavic languages, treats lexemes not only as carriers of information denominator, but also entire cultural contexts of their functions.All this serves as the basis of the ethno-cultural and linguistic survey of the cycles of life, birth and death, leaving aside the marital or folk calendar. Çabej considers that such ethnological issues are “remnants of old pagan times, who have dressed during the time the Christian clothes and later Islamic clothes, maintaining through this metamorphosis”.The term “childbirth”, does not only giveinformation about women, but it also tells about a social function which is formalized as a general idea.  In the Albanian language, the world for ‘pregnant’ is  e rëndë (heavy), which is also used in other languages; Serbo-Croatian: bremena; Bulgarian: бременна; Macedonian тешка; Romany: phari. The Turks of Macedonia used gebe kadın / pregnant woman, while those of Turkey used hamile, coming from Arabic language which means “heavy”.     Equally interesting are expressions which are used in folk idioms for death as a natural and deep religious process.

___

  • Mustafa Bukurije, The Ethno-Linguistic Aspects of the Birth and the Death Rituals in Balkan Linguistics Context, Vakanüvis Uluslararası Tarih Araştırmaları Dergisi, vol. 2, no. 1, Sakarya, March 2017, pp. 32-45.