TÜRKİYE’DE DİLLER VE ETNİK GRUPLAR

Eski dünyanın en önemli medeniyet merkezlerinden olan Anadolu yüzyıllardır değişik milletlere yurt olmuş ve çok farklı yaşama biçimlerini bünyesinde barındırmıştır. Bu coğrafyaya milattan önce Hattiler, Luviler, Hurriler, Urartular, Babiller, Lidyalılar, Persler … hâkim olmuş ve bu dönemlerde Türklerin de Anadolu’da görüldüğü çeşitli araştırmalarla tespit edilmiştir. Süryaniler, Ermeniler, Rumlar, Araplar, yine bu coğrafyanın etnik şekillenmesinde etkili olmuş halklardır. Son bin yıldır ise bu coğrafyanın hâkimi Türkler olmuştur. Moğol akınlarının etkisiyle Anadolu, yoğun bir Türk göçü almış, Selçuklu, Beylikler ve Osmanlı hâkimiyetiyle Türk yurdu hâline gelmiştir. Faruk Sümer, Oğuzlar adlı kitabında Anadolu’ya gelen Oğuz boylarını yerleştiği bölgelerle birlikte vermektedir. Oğuzlardan başka diğer Türk boylarından da Anadolu’ya gelen daha birçok grup vardır. Türklerin hâkimiyetiyle Ermeniler, Lazlar, Kürtler, Araplar, Zazalar ve Müslüman olan olmayan diğer etnik gruplar da varlıklarını sürdürmüşlerdir. Son yüzyıllarda ise Balkanlardan ve Kafkaslardan Çerkez, Gürcü Arnavut, Boşnak, Bulgar, Sırp, Hırvat gibi Türk kökenli olmayan gruplar Türkiye’ye göçmüştür. Bütün bu tarihî ve coğrafi hareketliliklere bağlı olarak Anadolu’da farklı yaşam tarzları, inanış biçimleri ve etnik gruplar bir arada bulunmuş; Türk etniğinin belirleyici olduğu ortak bir kimlik oluşturmuştur. Bugün Türkiye’de etnik gruplar üzerinden tartışmalar yapılmakta; bilinçli ya da bilinçsiz kavram kargaşası yaratılmaktadır.