TÜRK KADININA TARİHÎ AÇIDAN BAKMAK

Tarihi bir perspektifle ele aldığımız Türk kadının içinde yer aldıkları medeniyetlerin tesiriyle varlık ve rolleri farklılıklar arz etmektedir. Türk kadının serüvenini ele alan bu çalışmada onun hem tarihî süreçte hem de farklı coğrafyalarda statülerinin değişiklikler gösterdiği, hatta aynı çağı idrak etseler bile bulundukları yer ve kesimlerde de ( köy, kasaba, şehir) durumlarının aynı olduğu müşahede edilmiştir. İslâmiyet’ten önceki dönemlerde kadının statüsünün erkekle denk olduğu, hükümdar, din adamı, şair hatta savaşçı bile olduğu görülmüş, daha sonra dâhil oldukları medeniyetlerin etkisiyle kadın algısı değişmiş, kadının cins olarak kimliği ön plana çıkarılmak suretiyle tedricen sosyal hayatın dışına itilmiştir. Hatta kadının giyiminden gezmesine, seyahat biçimine, toplumsal ve aile içi ilişkilerine kadar çeşitli yasaklar getirilmiş, kadının kamu ve özel alanları düzenlenme yoluna gidilmiştir. Batıdaki fikir hareketlerine paralel olarak Türk kadınının kendisinin de dâhil olduğu bir hareketle, eski itibarlı günlerine dönme arzusunu dillendirmeye ve mücadele etmeye başlamasıyla bir takım haklar elde ettiği görülmüştür. Lakin halen erkek eksenli bir dünya tasarımı düşüncesi baskısını hissettirmektedir. Bu makalede, Türk ve İslâm geleneğinin bir gereği olarak,  özneleri denk erkek ve kadın olan bir dünya hayatı öngörülmektedir

___

  • Ayar, Mehmet Taha (1941). Nizamü’l-Mülk- Siyâset-nâme, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Ankara. ). http://www.muharrembalci.com/kitaplika/15. pdf