Sürdürülebilir Tarım ve Gıda Üretiminde Etik İkilemleri Anlamanın ve Tartışmanın Önemi

Doğa ve çevreye duyarlı sürdürülebilir tarım modelinin uygulanması ve güvenli gıda üretiminin sağlanması için size görev verilmiş olsaydı ancak bunları gerçekleştirmek için hiçbir yetkiniz olmasaydı ne yapardınız? Hayatınızı devam ettirmek için tarımsal üretimi gerçekleştirmek zorunda olsaydınız, pazara yaptığınız üretimde yoğun bitki koruma kimyasalları kullanırken aileniz için hiç kimyasal kullanmadığınız ayrı bir üretim de yapar mıydınız? Gelecek nesiller için toprağı korumak adına daha az gübre ile daha az ürün almaya razı olur muydunuz? Hayvanların da hakları olduğunu düşünerek onların bizler için et ve süt üreten makineler olarak gören endüstriyel hayvancılıktan vazgeçer miydiniz? Tarım ve gıda için çok önemli olan biyo-çeşitliliği yok etmek pahasına tek ürün üretimine dayalı yoğun tarımsal üretime devam eder miydiniz? Tohum şirketlerine, gübre-ilaç bayilerine sürekli borçlanarak üretim yapıyorken daha çok verim yerine daha az ama sağlıklı üretim modelini seçer miydiniz? Makalede, tek cümle ile cevap verilemeyecek ikilemlerle tarım ve gıda etiğinde “olan” ve “olması gereken” konusunda bilinç ve farkındalık oluşturmaya çalışılacaktır. Ayrıca tarımsal üretimde karşılaştığımız etik ikilemlerin felsefe temelinde tartışılması hedeflenmektedir. Karmaşık ve çok faktörlü nedenlere bağlı ikilemler temellendirilmeden basite indirgenirse kolay çözüm aranmış olur. Oysa karmaşık ve çok faktörlü ikilemler felsefi düzlemde temellendirildiğinde bütünsel olarak kavranabilir. Makalenin odak noktası tarım ve gıda etiğinde gözlenen ekonomik ve siyasal problemlerin çözümünün yalnızca bilimsel olmadığıdır. Bilimsel gelişmeler hiç kuşkusuz çeşitli çözüm önerileri sunmakla birlikte felsefi düzeyde tartışılmayan çözümlerin bir yanı hep eksik kalacaktır. Tarımsal üretimde etik ikilemler anlaşılmadığı ve tartışılmadığı sürece, insan doğayı tüketmeye devam edecek, doğayı tükettikçe, kendisini de tüketecektir. Tarım ve gıda etiğinde karşılaşılan ikilemlerin çözümü için önerilen başlangıç noktası; ortaya çıkan olumsuz etkileri tek tek saptayarak ortadan kaldırmaya çalışmak yerine iç içe geçmiş neden ve etkileri bütünsel olarak kavrayarak tartışmaktır.