Cumhuriyet Sonrası Kalkınma Hareketi Olarak Sanayileşme ve Mekânsal Değişim

Türkiye için Cumhuriyet’in ilanı, sadece siyasal olarak yeni bir yönetim biçiminin kabulü anlamına gelmemektedir. Cumhuriyet sonrası başlatılan devrimler ile mekansal ve toplumsal yapıda değişimler yaşanmıştır. Dolayısıyla Cumhuriyet’in ilanını, Osmanlı döneminde ortaya çıkan iktidar krizine karşı üretilmiş siyasal bir çözüm olarak görmek yerine, içerdiği değişim arzusu ile devraldığı mirasa ve kimliğe karşı köktenci bir devrim hareketinin başlatılması olarak algılamak gerekmektedir. Bu yeniden yapılanma sürecinde, okuma-yazmadan ölçü birimlerine ya da giyinme alışkanlıklarına kadar günlük yaşamın birçok alanında değişimler ön görülmüştür. Sürece hız vermek ve yeni kimliğin sürekliliğini sağlamak için, -özellikle ekonomikkalkınmanın sağlanması hedeflenmiştir. Cumhuriyet devrimleri ile hedeflenen bireysel ve toplumsal değişimlerin sürekliliği ile ekonomik gelişmişlik arasında birbirine sıkı sıkıya bağlı bir ilişki olduğu var sayılmıştır. Dolayısıyla ekonomik kalkınma, arzulanan çağdaşlaşma hedefini sağlayacak bir araç olarak önemsenmiştir. Bu kapsamda sanayileşmeye özel bir önem gösterilmiştir. 1930 yılında dünyada yaşanan ekonomik daralma öncesi, özel girişimciler desteklenmiştir. Ancak, yatırımların hedeflenenden yetersiz kalması, devleti sanayi yatırımlarında öncü yapmıştır. Devlet, sanayileşme hedefi için Anadolu’da kurduğu her fabrika ile hem ekonomik katkı sağlamış hem de bu işletmelerle birlikte inşa ettiği lojman, sosyal ve kültürel tesisler ile hedeflediği değişim sürecine etki yapmıştır. Bu çalışma, devlete tarafından kurulan sanayi yerleşkelerinin dönemin ideolojisi ile olan ilişkisini ve ortaya çıkardıkları değişim arzusunu değerlendirmeyi içermektedir

Industrialization as a Development in the Early Republican Period and Spatial Transformation

The foundation of the Republic, for Turkey, did not mean the acceptance of only a new political regime. Following the accompanying revolutions, there were transformations in related spatial and social structures. Therefore instead of viewing the proclamation of the Republic as a political solution to the crisis of hegemony rising during the Ottoman times, it has to be better perceived as a radical revolutionary movement against the heritage and the identity it inherited. Many transformations have been witnessed in this restructuring era from literacy to measurements. Development, especially in the economic sense, was targeted as a means to facilitate the renovation process and to provide a continuity of newly established identities. A close relationship has been assumed between economic development and the continuity of individual and social transformations targeted by the Republican revolutions. Therefore economic development has been attributed significance as a vehicle to attain the modernization goal. Industrialization, in this context, has received major attention. Private entrepreneurs had been supported prior to the global economic recession of 1930. However, the lack of investments resulted in state taking the lead. Several factories were founded in Anatolian cities by the state in order to generate a native economy. Likewise, residential, cultural and sportive spaces were constructed to create a social and spatial transformation. In a retrospective view this study aims to evaluate the relationship between these statebased industrial-sites and the ideology of the era with an emphasis on their transformative aspires and effects