20. YÜZYIL BAŞINDA KAZAK AYDINLARINDA ‘TÜRK’ VE

Bugün olduğu gibi geçmişte de Türk dünyasının birliğinden korkanlar ve rahatsızlık duyanlar, Türk ve Türkistan kelimelerine yükledikleri daraltıcı anlamlarla akraba olan toplulukları birbirinden koparma ve uzaklaştırma gayretini gütmüşlerdir. Özellikle Çarlık Rusya'sı döneminde Türkistan'ın bölünmesi, Ruslaştırılması ve Hristiyanlaştırılması faaliyetleri de Türk coğrafyasının ortak bir isimle anılmasını engelleme çalışmalarının bir ürünüdür. Saldırı sahalarının en başında da coğrafi ve etnik ayrıştırma kendini göstermiştir. Bu olumsuz çalışmalara karşılık Türk coğrafyasının bir parçası olarak Kazak Türkleri de millî şuur adına ellerinden geleni ortaya koymuş ve bu şuurla Rusya'nın yayılmacı ve sömürgeci politikasına direnmişlerdir. Bu dirençte kendisinden güç aldıkları temel kavram; içerisinde tarihi, kültürel, siyasi, dini, sosyal vd. unsurları ilk ve ortak haliyle barındıran Türk ve Türkistan şuurudur. Aydınların düşünce dünyasında Türkistan, zorlu şartlardan ve büyük kavgalardan kendisine sığınılan huzurlu bir geçmiş; ümit ve beklentilerin kendisinde somutlaştığı bir gelecek tefekkürüdür. Rusların çıkarmış olduğu tüm engellemelere rağmen Kazak Alaş Orda üyeleri Türk dünyası üzerinde oynanan oyunları bozmak için hem milli, hem de birleştirici tavır takınmaktan vazgeçmezler. Ortak Türk adıyla tarif edilebilecek bu coğrafyayı, aydınlar, sadece söylem düzeyinde bir ortaklık değil eylem olarak da müşterek hareket etmeyi amaçlarlar. Bu yüzden milli benliğin korunmasında en önemli unsur olan dil üzerinde önemle dururlar. Ortak Türk dili oluşturma gaye ve düşüncelerini ifade ederler. Tüm Türk dünyası aydınları gibi Kazak sahasının aydınları da, aynı dili konuşanların aynı milliyete kültür, tarih ve şuur bakımından sağlam bir mensubiyet bağıyla bağlanacaklarını çok iyi bilirler. Bu aydınların milli ideali, özelde boyların kendi şive ve lehçelerini korumaları, genel anlamda ise bütün Türk dünyasının ortak bir dille konuşması ve anlaşması için çaba sarf etmektir. Bu ortak dil vurgusunu eserlerinde sıkça dile getirirler. Bahsi geçen dönem, şartları göz önüne alındığında 'Dilde, fikirde, işte birlik' çabalarının en yoğun yaşandığı zaman dilimidir. Haliyle Türklük ve Türk çatısı altında olsalar da çok geniş bir sahada ve çok çeşitli boylar olarak yaşayan Türk kavimlerinin kendilerine has lehçeleri mevcuttur. Bugün bizler nasıl ki bu tür çalışmalarda Türkiye Türkçesinin merkezde yer alması gayreti içindeysek, onlar da kendi lehçelerinin ön planda olmasını arzularlar. Bu noktada gözden kaçırılmaması gereken en önemli husus, bunu bir ayrıştırma ve bölme aracı olarak düşünmedikleridir. Bilakis birleştirici bir unsur olarak görmüşler ve bu hedefi taşımışlardır. Çünkü yazdıklarında bunu çok açık bir şekilde ifade etmişlerdir. Burada yüzlerce misalin içinden bir kaçını ele aldık. Bu şekilde anlatmak istediğimiz daha net olarak anlaşılacaktır. Ruslar, ortak dil konusundaki çalışmaları ve iyi niyetli teklifleri bile olmayacak yorumlarla sabote etmeye çalışarak Kazak aydınlarının ortak dil olarak Kazak Türkçesini teklif etmelerini de manipüle eder. Dahası Türk dünyası içerisinde de az olmakla beraber bu yoruma taraftar bulunur. Kısaca Kazak Türklerinin 20. yüzyılda yaşadıkları hemen hemen bütün Türk dünyası için ortak ıstırap kaynaklarıdır. Bu yaşananlar ışığında diğer Türk boylarının yaşadıklarını da belli ölçülerde anlayabilmek mümkündür. Türkistan coğrafyasında yaşanan en büyük zulüm; insanların fıtri bir ihtiyaç olan bir millete, soya ait olma şuurunun gizliden gizliye yürütülen faaliyetlerle, göz boyayan hilelerle ve açıktan yapılan zulümlerle yok edilmek istenmesidir. Zira millî şuur; içerisinde insanın zihin, ruh ve beden dünyasının ihtiyaç duyacağı her türlü gıdayı taşıyan bir kaynaktır. Bir insanın bundan yoksun bırakılması demek onda insana ait hiçbir şeyin kalmaması demektir. Özetle insan için millî şuur, var olmak ya da olmamak davasıdır. Biz de bu çalışmamızda bahsi geçen dönemde yetişip fikri ve fiziki yapıları ile asimile politikasının her adımına fiilen karşı durmuş, set oluşturmuş ve Rusların yüzyıllar boyu coğrafyada kalmasına engel olmuş Alaş Orda partisi üyelerinden müteşekkil şairlerin şiirlerinden hareketle Türkistan ve Türk kelimelerine; coğrafi, dil ve mensubiyet olarak yükledikleri anlam üzerinde duracağız

CONSCIOUSNESS OF “TURK” AND “TURKISTAN” OF KAZAKH INTELLECTUALS IN EARLY 20TH CENTURY

People who irritate and afraid of unity of Turkish World try to make relative societies alianete to eachother by giving narrow meanings to Word of Turk and Turkistan in the past as in today. Separation of Turkistan, activities of Russification and Christianization are part of the prention of calling one the geography of Turkish geography especially in the era of Tsarist Russia. In the begining of attack, geographic and ethnic division can be seen. In contrast to these negative activities, Kazakh Turks that are part of Turkish Geography put their best foot forward and and resist Russians’ conscious colonization policies. The main concept that is source of power for them is consciousness of “Turk” and “Turkistan” that consist of historical, cultural, political, religious and social elemants firstly and commonly. Turkistan means one in that crouch down from all hard conditions and great fights, peaceful past, thought of future that means hope and expectations. Despite all preservation attempts of Russia, the members of Kazakh Alaş Orda do not regret to prevent negative activities on Turkish World. Their intellectuals aims not only theoric and verbal unity but also pratic collective act. Therefore, they give importance to language that is the most important element to secure national identity. They express their aim and thought about creating common Turkish Language. Kazakh intellectuals jus like intellectuals of all Turkish World knows that one who speak the same language engage the same national allegiance connection culturaly, historicly and consciously. National ideal of these intellectuals is specificly preserving dialects of tribes and in general meaning speaking and understanding each other whole Turkish World in one common language. They talk about this emphesis of common language oftenly. The most intense attempts of “Unity in Language, Thought, Activity” was seen in this erat hat is mentioned. Turkish tribes that live very broad geography have various dialects naturally even if they are under the roof of Turkishness. How we want to put Anatolian Turkish forward, they also desire that their dialects put in center in this process. In this point, we should not overlook that they do not regard this as dividing element. On the other hand, they regard it as part of their unity ideal and carry this goal. They express it openly in their texts. We examine a couple of hundreds here. Our explanation can be understood by this way. Russian tried to sabotage studies of Kazakh intellectuals about common written language and offers that takes good intention by nonsencical commentaries. Moreover, even if the number of defender is very low, we can find people who are agree with this in even Turkish World. In short, experiences of Kazakh Turks in 20th century is common sources of agony for nearly whole Turkish World. From the light of these, the position of the other Turkish communities can be understood. The biggest tyranny in geography of Turkistan is that tring to eliminate biological right of having consciousness of belonging a nation, part of a race by secret activities and traps. National coincious consist of every nutriment in all people’s mentality, sole and body. Depriving a person from these means that anything about human can remain for him. To sum up, national concious is the matter of be or not to be for human. 592 Enver KAPAĞAN Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume 10/4 Winter 2015 In this study, I try to put emphasis words of “Turkistan” and “Turk” according to the given meaning of geography, language and relativity in the poems of members of Alaş Orda Party which prevent Russian politicies and in each step of assimilation politics in the mentioned area and era.

___