İLERİ YAŞLI HASTALARDA ONKOLOJİK REZEKSİYON SONRASI BURUN VE ÇEVRESİNİN ALIN FLEBİ İLE ONARIMI

Giriş: Burun ve çevresi, yüzde deri kanserlerinin en sık görüldüğü bölgedir. Yüzün tam ortasında yer alan bu bölgenin onarımı, fonksiyonel ve estetik önemi nedeni ile iyi bir planlama ve tüm yapıların rekonstrüksiyonu gerekir. Ancak eşlik eden hastalıkların arttığı ileri yaşlı hasta grubunda, kabul edilebilir onarımı mümkün olan en hızlı biçimde elde etmek özellikle önemlidir. Çalışmamızda özellikle ileri yaşlı ve ek hastalıkları bulunan olgularda burun ve perinazal bölge tümör rezeksiyonu sonrası alın flebi ile rekonstrüksiyon sonuçlarımız ve geç dönem değerlendirmemiz sunulmaktadır. Gereç ve Yöntem: 2008-2011 yılları arasında burun ve perinazal bölgeden malign tümör rezeksiyonu sonrası alın flebi ile rekonstrüksiyon yapılan 60 yaşın üzerindeki hastaların kayıtları retrospektif olarak incelenmiştir. Kontrole gelebilen 24 hasta çalışmamıza dahil edilmiştir. Hastalar mevcut ek hastalıklar, tümör tipi, tümör boyutları, defekt lokalizasyonu, uygulanan cerrahi işlem, flep sağ kalımı, operasyon süresi, komplikasyonlar ve fonksiyonel sonuç açısından değerlendirildi. Olgular estetik tatmin bakımından sorgulandı. Bulgular: On dört erkek, on kadın toplam 24 hasta çalışmaya dahil edildi. Ortalama hasta yaşı 74,1 (64-87 yaş) idi. Takip süremiz ortalama 23,5 ay idi (5-42 ay). Tümör tipi 15 olguda bazal hücreli karsinom, 9 olguda yassı epitel hücreli karsinomdu. Tümör boyutları 1x1 cm ile 8x6 cm (ortalama boyutu 11,9 cm2) arası değişmekteydi. Tümör rezeksiyonları sonrası ortalama defekt boyutu 17,2 cm2 idi. Olgularımızın hiçbirinde tam ya da kısmi flep kaybı yaşanmadı. Bir olgumuz haricinde tümör nüksü gelişmedi. Bir olgumuzda punktum ve gözyaşı kanaliküli hasarı nedeniyle epifora gelişti. İki olgumuz ise estetik görünümü iyileştirme amacıyla ek cerrahi işlem istediler. Bu olgulara flep inceltmesi yapıldı. Sonuç: Alın flebi burun ve perinazal bölgenin tümör rezeksiyonu sonrası onarımında renk ve doku kalitesi uyumu, hızlı uygulanabilmesi ve tatmin edici estetik sonuçları ile ileri yaşlı hastalarda güvenli bir seçenektir.

RECONSTRUCTION OF THE NOSE AND PERINASAL AREA WITH FOREHEAD FLAP AFTER ONCOLOGICAL RESECTIONS IN ELDERLY PATIENTS

Introduction: Skin cancers develop most commonly on nose and perinasal area at the face. Reconstruction of this central part of the face requires a good planning and complete reconstruction of all the units because of the functional and aesthetic importance of this area. In elderly patients with age associated comorbidities it is paramount importance to do the best reconstruction in the shortest period of time. In this study, long term outcomes of nose and perinasal area reconstruction with forehead flaps following malignant skin tumor excisions in elderly patients retrospectively evaluated. Material and Method: Data screened retrospectively. Patients who were over 60 years old operated for malignant tumor excisions of nose and perinasal area and reconstructed with forehead flaps between 2008 and 2011 were called. Patient demographics, tumor type, tumor dimensions, defect localization, concomitant disorders and surgical procedures were analyzed. Operation time, flap survival, complications, functional result and aesthetic satisfaction were noted. Results: Twenty four patients (14 male, 10 female) were included in this study. The study includes 24 patients. The mean age of the patients was 74.1 (64-87) years. Mean follow up duration was 23.5 (5-42) months. Tumor type was Basal Cell Carcinoma (BCC) in15 patients and Squmaous Cell Carcinoma (SCC) in 9 patients. Tumor dimensions were in a range from1x1cm to8x6 cm (mean 11.9 cm2). After tumor excisions the mean defect size was 17.2 cm2. All flaps survived completely. None but one tumor recurrence occurred in the follow up. We observed epiphora in one patient due to lacrimal canalicular damage. All patients were satisfied with their aesthetic results. Two patients asked for secondary operation to improve the aesthetic results. Flap thinning was performed on these patients. Conclusions: Forehead flap is a reliable and quick option with satisfactory aesthetic outcomes, compatible color and tissue quality in the reconstruction of the postoncological defects of the nose and perinasal area in the elderly patients.
Türk Plastik Rekonstrüktif Ve Estetik Cerrahi Dergisi-Cover
  • ISSN: 1300-6878
  • Başlangıç: 1978
  • Yayıncı: Türk Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Derneği