MEVLEVÎLİK VE BEKTÂŞÎLİK'TEKİ BAZI BENZEŞMELERE DAİR

Türklerin İslâm'ı kabulleriyle bu süreçte roller oynamaya başlamaları, siyasi sahada olmak üzere pek çok zeminde cereyan etmiş bir keyfiyettir. Dini sahada bu cümleden tasavvuf alanında da Türklerin önemli katkıları olmuştur. Temelleri Anadolu'da atılan, asırlarca milletimize mana kazandıran, Türk kültürünü etkileyen ve toplumun esasını teşkil eden Mevlevîlik, Bektâşîlik ve Bayramîlik gibi tasavvufi yapılar temel taşı hükmüne geçmişlerdir. Örneğin klasik bir tarikat yapılanması olmasa da etkileşimleri gösteren bir örnek olması bakımından, Ahilerin, Bektâşî ve Mevlevîler dışında, dönemin önemli tarikatlarından Babaî, Rufâ'î, Kâdirî ve Haydarî tarikatları ile de türlü münasebetleri ve yakınlıkları olduğu bilinmektedir. Bu cümleden Mevlevî Bektâşî erkânındaki bazı benzerlikler incelendiğinde adab ve erkân düzeyinde bazı yakınlıklar dikkati çeker. Şüphesiz bu iki tarikatın menşe birliği nedeniyle diğerleri ile de müşterek noktaları vardır. İşte bu çalışma bu iki tarikatın benzediği noktaları tespite hasr edilecektir. Bilindiği gibi, geniş Osmanlı coğrafyasına yayılmış iki büyük tarikattan biri Bektâşîlik, diğeri de Mevlevîliktir. Bektâşîlik tarikatı, ismini Hacı Bektâş Velî ve Mevlevîlik de, Hz. Mevlâna'dan alır. Bu iki velî, aynı zaman diliminde yaşamıştır. Özellikle Bektâşîliğe ait yazılı kaynaklarda, gerek Mevlâna'nın gerekse Mevlâna üzerinde büyük etkisi bulunan Şems-i Tebrizî'nin Hacı Bektâş Velî'nin halifesi olduğu yönünde kayıtlar bulunmaktadır. Mevlevîlikle Bektâşîlik arasındaki ilişkiler, henüz bunlar bir tarikat hüviyetinde kurumlaşmamışken, mekıbevi/tarihi kaynaklara göre daha Mevlânâ ile Hacı Bektâş Veli'nin sağlıklarında başlar. Mevlevîlik ve Bektâşîliğin bir tarikat olarak XV-XVI. yüzyıllarda kurulmasından sonra birbirleriyle ilişki ve etkileşim devam eder. Zamanla Bektâşîlik ile Mevlevîlik arasındaki bağ güçlenir. Bir kısım Mevlevîler, Bektâşîlikle kaynaşır, süreçte son zamanlarda (19. asır) bir kısım Mevlevîlerle kaynaşır ve bu durum Osmanlı Devleti'nin sonuna kadar sürer.

ON SOME SIMILARITIES BETWEEN MAWLAVIYAH AND BEKTASHIYAH

With conversion of Turks to Islam, they have started playing a role mainly in political and other areas, and this has been a common occurrence. In religious scope, Turks have made significant contributions in terms of Sufism. Sufi structures, such as Mawlaviyah, Bektashiyah and Bayramiyah, whose foundations have been laid in Anatolia, have influenced the Turkish culture, formed the basic principles of the community, and have become keystones of the community. For example, although not being a classical Sufi structure, it is known that Akhism has close relations not only with Mawlaviyah and Bektashiyah, but also with other prominent Sufi orders of the time such as Babaiyah, Rufaiyah, Kadiriyah and Haydariyah. When similarities between Mawlaviyah and Bektashiyah are examined form this perspective, several parallels in terms of manners (adab) and rules of conduct (erkân) stand out. Obviously, these two Sufi orders have common grounds because of their common origin. This study aims to identify these similarities between the two Sufi orders. As is well known, Mawlaviyah and Bektashiyah are the two major Sufi orders that spread throughout the Ottoman land. The Bektashiyah order takes its name from Haji Bektash Veli, and the Mawlaviyah order takes its name from Mawlana Jalaluddin Rumi. These two saints are contemporaries. There are records, especially in written documents of Bektashiyah, indicating that both Mawlana and Shams Tabrizi, who had a great influence on Mawlana, were actually successors of Haji Bektash Veli. According to anecdotal and historical records, the close relations between these two orders had begun even before Mawlaviyah and Bektashiyah were established as Sufi orders and while both Mawlana and Haji Bektash Veli were alive. After Mawlaviyah and Bektashiyah were established as Sufi orders in the 15th and 16th centuries, their close relations continued. In the course of time, these close relations have strengthened even further. Some Mawlavi dervishes emerged with Bektashiyah in the 19th century and this continued till the end of the Ottoman Empire.

___

ALKOR, H. (1946). Mevlevîlik ve Bektâşîlik. Konya: Yeni Kitap Basımevi.

AYAZ, N., SULTANOVA, A. (2013). Mevlevîlik ve Bektâşîliğin Simgesi Olan Ayin ve Ayin Müziğinin Karşılıklı Tahlili. İdil, 2/7: 119-134

BALIYET, M., YALÇIN, P. (2010). Hacı Bektâş ve Yunus Emre ya da Türk Ortaçağı Evren- selleşmesi. Türk Kültürü ve Hacı Bektâş Veli Araştırma Dergisi, 55: 149-160.

BAŞBUĞ, M.F. (2007). Mevlâna ve Mevlevîlik Felsefesinin Resim Sanatına Etkisi. Türk Kültürü, Edebiyatı ve Sanatında Mevlâna ve Mevlevîlik - Bildiriler, 1: 487-506.

CEBECİOĞLU, E. (1994). Tasavvuf Terimleri ve Deyimleri Sözlüğü. İstanbul: Ağaç Kitabevi.

ÇAM, N. (1990). İslâmda Bazı Fıkhî Meselelerin ve Mezheplerin Türk Cami Mimarisinde Tesiri. Vakıflar Dergisi, XXI:375-394.

ÇINAR, B. (2007). Mevlâna'nın Eserlerinde 'Can ve Gönül' Kavramları. Türk Kültürü, Edebiyatı ve Sanatında Mevlâna ve Mevlevîlik - Bildiriler, 1: 229-239.

ERGİN, E. (1995). Türklerde Dini Danslar. Tiyatro Araştırmaları Dergisi, 12: 111-121.

ENGİN, R., Çakır, A. (2013). Amuca Bektâşîlerinde Sofra ve Sofra Erkânı. Türk Kültürü ve Hacı Bektâş Velî Araştırma Dergisi, 65: 299-312.

GÖLPINARLI, A. (1991). Türkiye'de Mezhepler ve Tarikatler. İstanbul: Ensariyan Yayınevi.

GÜRAY, C., ŞİMŞEK, E. (2011). Alevilik ve Etkileşim İçine Girdiği Kültürel Yapılar Açı- sından 'Pervane' Kavramının irdelenmesi. Türk Kültürü ve Hacı Bektâş Velî Araştırma Dergisi, 60: 159-180.

İYİYOL, F. (2014). Mevlevî Gülbankları ve Mevlevî Gülbanklarının İşlevsel Açıdan Tahlili, Turkish Studies, 9/6: 583-600.

KARA, M. (2006). Doğumunun 800. Yılında Mevlânâ ve Mevlevîlik. Uludağ Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi Dergisi, 15: 1-22.

KORKMAZ, E. (1994). Ansiklopedik Alevilik Bektâşîlik Terimleri Sözlüğü. İstanbul: Ant Ya- yınları.

KÖKSAL, M.F. (1989). Ayin, Erkan ve Adap Benzerlikleri Açısından Ahilik-Bektâşîlik Mü- nasebetleri. Türk Kültürü ve Hacı Bektâş Veli Araştırma Dergisi, 55: 59-70.

KÜÇÜK, S. (2007). İstanbul Mevlevîhanelerinin Türk Sanat Ve Edebiyat Hayatına Katkıları (XIX. asır). Türk Kültürü, Edebiyatı ve Sanatında Mevlâna ve Mevlevîlik - Bildiriler, 1: 507-528.

ÖZCAN, N. (2004). Mevlevî Ayini. TDV İslam Ansiklopedisi, 29: 464-466.

PİLAV, S. ve YAZICI, H. M. (2015). Türkçe ve Edebiyat Ders Kitaplarında Yesevilik, Bektâşîlik ve Mevlevîlik Unsurları. Türk Kültürü ve Hacı Bektâş Velî Araştırma Dergisi, 73: 105-128.

SABUNCU, Z. (1998). Mevlevî, Bektâşî, Bayrami Tarikatlerine Bağlı Dört Evliya Mena- kıpnamesi Üzerine Bir İncelemesi. Yayımlanmamış Doktora Tezi. Boğaziçi Üniversite- si. Sosyal Bilimler Enstitüsü.

TEMİZKAN, M. (2007). Mevlevî ve Bektâşî Edebiyatında 'Ehl-i Beyt' Teması Üzerine Kar- şılaştırmalı Bir İnceleme. Türk Kültürü, Edebiyatı ve Sanatında Mevlâna ve Mevlevîlik - Bildiriler, 1: 585-595

ULUDAĞ, S. (1994). Dede. TDV İslam Ansiklopedisi, 9: 76.

ÜNLÜSOY, K. (2015). Anadolu'da Hz. Ali Tasavvurları (XIII. XVI. Yüzyıllar). Ankara: Türk Tarih Kurumu.

Vilâyet-nâme. (1995). Yayına Hazırlayan: Abdulbaki Gölpınarlı. İstanbul: İnkilâp Kitabevi.

YILMAZ, G. (2015). Bektâşîlik ve İstanbul'daki Bektâşî Tekkeleri. The Journal of Ottoman Studies. XLV: 97-136.

YOZGATLI NİHÂNÎ. (2015). Velâyet-nâme-i Hâcı Bektâş-ı Velî. Yayına Hazırlayan: Orhan Kurtoğlu. Ankara: Gazi Üniversitesi Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Veli Araştırma Merkezi Yayınları.