Tularemi: güncel değerlendirmeler

Tularemi, Gram negatif kokobasil olan Francisella tularensisin etken olduğu ağırlıklı olarak Kuzey yarım kürede görülen zoonotik bir enfeksiyon hastalığıdır. F. tularensis soğuk ve nemli ortamlara haftalarca canlı kalacak şekilde dayanıklı bir bakteridir. Fakat güneş ışığı ve yüksek ısıya dayanıksızdır ve klorlanmış sularda yaşayamaz. Hastalığın doğrudan ve dolaylı bulaştığı bilinir, ancak, etken genellikle oral yolla alındığında salgınlara neden olabilmektedir. Türkiye'de çoğunlukla su ile bulaştığı bilinen tularemi açısından özellikle laboratuvarda çalışanlar, çiftçiler, veterinerler, avcılar daha fazla risk altındadır. F. tularensis besiyerinde 35 ºC'de 2-5 günde ürer. Tanı için serolojik testler sıklıkla kullanılan yöntemlerdir. Erken dönemde PCR, immünfloresan boyama ve direkt antijen arama gibi yöntemler de kullanılabilir. Klinik bulgular, hastanın immün direnci, sistemik tutulma derecesi, bakterinin virulansı gibi nedenlerden dolayı değişiklik gösterir. Tulareminin en sık görülen klinik formu bölgesel lenfadenitin de eşlik ettiği kütanöz lezyona komşu ağrısız bir ülser şeklinde görülen ülseroglanduler formdur. Diğer klinik formları da glandüler, okuloglandular, orofaringeal, respiratuvar ve tifoidal olarak bilinir. Dünyada ise endemik bölgeler arasında Kanada, Meksika, eski Sovyetler Birliği ülkeleri, Tunus, Türkiye, İsrail, İran, Çin ve Japonya'nın da aralarında bulunduğu ülkeler sayılmaktadır. Ülkemizde hastalığa ilişkin ilk bildirim 1936 yılında olup yıllar içinde bildirimler sürmüştür. Bildirim sayısı üzerinden yapılan değerlendirmelere göre 2012 yılı için morbidite hızının milyonda 8 olduğu tahmin edilmektedir. 2005-2012 yılları bildirimlerine göre hastalığın en fazla bildirildiği ay Mart olmuştur. Hastalık, 2005 yılından bu yana Bulaşıcı Hastalıkların İhbarı ve Bildirim Sistemi'nde C Grubu Bildirimi Zorunlu Hastalıklar Listesinde yer almaktadır. Tularemi, biyoterörizm açısından "tehlikeli" olarak değerlendirilen bir etkendir. Halk sağlığı bakış açısıyla değerlendirildiğinde hastalığın korunma yöntemlerinin toplumda, risk gruplarında ve sağlık çalışanları arasında yaygınlaştırılması önerilir.

Updated assessment on tularemia

Tularemia is a zoonotic infectious disease which iscaused by a Gram negative coco basil named Francisellatularensis mostly found in the Northern hemisphere.F. tularensis is a resistant bacteria that can survive incold and moist environment for weeks. However it issusceptible to sun light and high degrees of heat, and itcan't live in chlorinated water. It is known that illness canbe transmitted by either direct or indirect ways, however,epidemics occur when the agent is orally taken. InTurkey, especially laboratory workers, farmers, veterinarysurgeons, hunters are majorly at risk as tularemia istransmitted by contagious water sources. F. tularensisgrows in 2-5 days at 35 ºC, in medium. For diagnosis,frequently used methods are serologic tests. In early phases,methods like PCR, immunfluorescent antibody testing anddirect antigen detection can be used. Clinical findings canvary due to patient's immunity status, severity of systemicspread, virulence of bacteria, etc. The most frequent formof tularemia is ulceroglandular form that is a painlessulcer, adjacent to a cutaneous lesion, accompanied byregional lymphadenitis. Other clinical forms are knownas glandular, oculoglandular, oropharyngeal, respiratoryand typhoidal tularemia. Endemic regions of tularemiaare; Canada, Mexico, former Soviet Union countries,Tunisia, Turkey, Israel, Iran, China, and Japan worldwide. Tularemia cases have been reported since 1936.Based on reported cases, tularemia morbiditywas determined as eight in one billion in 2012.The highest number of the reported cases occurredin March between 2005 and 2012. Tularemia is aGroup C notifiable disease according to NotificationSystem of Infectious Diseases since 2005. Tularemia isconsidered as 'dangerous' in terms of bio-terrorism.In public health perspective, prevention strategiesare recommended to be disseminated amongcommunity, risk groups and health professionals.

___