Sivas Sancağının Sürgün Müftüleri

19. yüzyıl, Osmanlının sadece kurumlarıyla değil insan unsuruyla da klasik çizgisinden uzaklaşarak dağılma sürecinin habercisi olan bir vetirenin Anadolu topraklarında yaşandığı bir zaman dilimidir. Zayıflamış bir bünyenin saldırıya açık olması gibi, iç ve dış tehditlere karşı her zamankinden daha güçsüz olan Osmanlı Devleti, dışarıda Çar Rusya’sıyla, İran Şahlarıyla ve Balkan milletleriyle didişirken; içeride de ayanların, mütegallibenin, bürokratların ve reayanın taşkınlıklarıyla mücadele etmek zorunda kalıyordu. Bu hengâmede devletin dinamik unsuru olan toplumun maddi yönü tükenmiş iken, onu moral değerleriyle ayakta tutacak olan manevi değerleri ise ulema mensuplarına havale edilmişti. Anadolunun mihver şehirlerinden olan ve aynı zamanda Eyalet-i Rûm’un merkezi olan Sivas sancağı da çevresinde yaşanan dâhili ve harici yangınların etkisini bünyesinde yaşayan merkezlerden biriydi. Bu yüzyılda şehir merkezlerinde görülen kalkışmaların ve hoşnutsuzlukların teskin edilmesinde, isyan ateşinin sönmesinde vazife alması gereken birçok müftünün bu toplumsal hareketlere katıldığı, hatta ön ayak olduğu görülmüştür. Bu gibi siyasi suçların yanısıra adi suçlar veya meslekleriyle ilgili cürümlerden dolayı da birçok müftü sağlam kaleleriyle dikkat çeken Sivas Sancağı’na sürülmüştür. Osmanlı devletinin ilim adamlarına gösterdiği teveccühün bir neticesi olarak siyaset ve idam cezasının verilmediği ulema için alternatif ceza olarak sürgün en tercih edilen tecziye yöntemiydi. Bu arada yöneticilerin çeşitli saiklerle hışmına uğrayan ve sürgüne gönderilen müftülerden birçoğunun yolu Sivas’tan geçmiştir. Çalışmamızda, Sivas’a yapılan müftü sürgünlerini sebepleriyle incelemeye çalışırken Sivas sancağından dışarıya yapılan sürgünlere de yer verilmeye çalışılmıştır.
Anahtar Kelimeler:

Osmanlı, Sivas, Sürgün, Müftü

Exiled Muftis of Sivas Sanjak

The 19th century is a period involving a process occurred in Anatolia adumbrating dissolution of Ottoman bybecoming distanced from its classical line not only with its institutions but also with human factor. Ottoman Empirethatwas caught in a weaker position against the threats inside and outside, was struggling with extremism of rulers, tyrants, bureaucrats and reaya (rayah) inside, and with Tsarist Russia, shahs of Iran and Balkan nations outside likea weak body that is open to attacks. In this chaos, while the physical dimension of the society being the dynamic partof the empire has come to an end, the spiritual values making it survive with moral values have been transferred toulema (scholars). As one of the most important cities of Anatolia and the centre of Eyalet-i Rum, Sanjak of Sivas wasone of the places which embodied the effects of firesoccurred around it.It was seen that many muftis who normally had to take charge in calming the attempts, the uprisings and discontents in city centres in this century and in endingthe rebellion, participated in these social movements, even took the lead in them. Many muftis have been exiled to theSanjak of Sivas that is famous with strong castles, due to ordinary offences or offenses related to their professions, inaddition to such political offences. The exile was the most preferred punishment method and seen as an alternativepunishment for ulema (scholars) for whom death sentence and prohibition from politics were not imposed because ofthe favour shown to the scholars by the Ottoman Empire. Meanwhile most of the muftis who wereexiled by the rulersfor a variety of reasons passed through Sivas. While trying to examine the reasons for the exile of Muftisto Sivas, theexile of Muftis from the Sanjak of Sivas was also included in the study.

___

  • Acehan, Abdullah, “Osmanlı Devletinin Sürgün Politikası ve Sürgün Yerleri”, Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi, Volume 1/5, (Fall 2008), s.13.
  • Atar, Fahrettin, “Fetva”, Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi, C.12, Türkiye Diyanet Vakfı. İstanbul 1995.