Ekoeleştirel Okuma Örneklemesi Olarak ‘Deli Yeşil’ Hikâyeleri

Doğayla edebiyatın iç içeliği hep olagelmiştir. Destan dönemi, sözlü edebiyattan günümüze değin şiirin ve anlatıların çoğunda tabiatın betimleme malzemesi olmasından öte kurguların vazgeçilmezi olduğu bilinen bir gerçekliktir. Ancak sanayi devrimleri sonrası ve özellikle küreselleşme, kapitalizmle birlikte tabii olana, doğaya vahşi ön adı takılarak kontrol altında tutulması gereken güç, sömürülen bir kaynak gözüyle bakılmıştır. Yüzyılı aşkın bir süredir, şair ve yazarın birbirinden keskin çizgilerle ayrılması özellikle Servet-i Fünun topluluğu ile başlar. Ancak o günden bugüne kimi sanatçılarımız bu sınırı aşabilen yetenek ve eserler sergilemişlerdir. Bu duruma en güzel ve bir o kadar da yetkin örnek Ahmet Hamdi Tanpınar’dır. Edebiyatın Anadolu uzamında şiirle düzyazıyı harmanlamanın özgün kalemlerinden biri de Çerkez Bozdağ’dır. Henüz ilkokul öğrencisiyken şiirle başladığı edebiyat yolculuğunda zaman içinde roman ve hikâye yazan Çerkez Bozdağ Anadolu’dan, bozkırdan Türk halkına, insanlığa seslenen bir duyarlığa sahiptir. Şiirleri ve seri romanlarıyla Anadolu erdemini edebî düzlemde yorumlayarak okuyucularına aktarmaya çalışan Bozdağ aynı zamanda bir hikâyecidir de. Bilindiği üzere öykü, şiir ile düzyazının kesiştiği noktada duran bir türdür. Deli Yeşil adlı kitabında Bozdağ’ın öyküleyici kimliğiyle birlikte şair duyarlığıyla da karşılaşılır. Tabiatın, doğal olanın amaçsız, kendiliğinden rafine edildiği Deli Yeşil’de anlatımın lirik ve didaktik düzlemde işlenmesi kitaptaki öyküleri ekoeleştirinin özgün örnekleri kılar. Doğal dünyaya duyulan özlemin daha çok bilinçli duyarlıkla edebiyata taşındığı günümüzde Çerkez Bozdağ’ın Deli Yeşil ile tabii olana yaklaşımı, doğalı gerçeklikle iç içe öykülerine taşıması onu özgün bir konuma taşır. Bu yazıda Deli Yeşil’de yer alan hikâyelerin kuramsal düzlemde ekoeleştirel okuması yapılacak, özellikle de kitaba adını veren “Deli Yeşil”in ekoduyarlık taşıyan yönleri irdelenecektir.

'Deli Yeşil' Stories as an Ecocritical Illustration

Çerkez Bozdağ, who added novel and story writing to his literary journey, which he started with a poetry assignment while still a primary school student, has the identity of a writer who speaks to the Turkish people, perhaps humanity, from the middle of the steppe. Although being a poet and a writer was tried to be ended with the literature of Servet-i Fünun, some of our artists have succeeded in overcoming this limit. Ahmet Hamdi Tanpınar is the best and most competent example of this situation. Today, poet and writer often continue as separate qualities. Very few pencils maintain these two qualities. Çerkez Bozdağ is a writer who carries the values he believes in to his works. He tries to convey Anatolian virtues and values to his readers on a literary plane with his poems and detective serial novels with religious sensitivities. Bozdağ is also a storyteller. The story emerges as a genre that stands at the intersection of poetry and novel. In his book Deli Yeşil, we come across both Bozdağ's identity as a narrator and his poetic sensibility. Hikemi rhetoric and sincere style make this book far from mediocrity. On the other hand, his respect for nature and the natural, and the healthy relationship that people should establish with nature, gives place to this work. Deli Yeşil, published by Bozdağ in 2016, is the healthy or unnatural bond that humans establish with nature; reflects virtuous or virtuous attitudes intensely. For this reason, many stories, especially Deli Yeşil, which gives the book its name, are suitable for reading on the level of ecocriticism. In the paper we will present, in the context of the stories in the book Deli Yeşil in general, ecocritical issues in the story with this name in particular; determinations based on language and style will be shared.

___

  • Aktaş, Ş. (1993). Edebiyatta Üslûp ve Problemleri. Ankara: Akçağ Yayınları.
  • Altıok, M. (2005). Uluslararası Sermayenin Krizi, Hegemonya Savaşları ve Türkiye. Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi, 4 (12), 151-173. https://dergipark.org.tr/tr/pub/esosder/issue/ 6126/ 82174
  • Ataöv, Türkkaya. (2009). Kapitalizm ve Çevre. İstanbul: İleri Yayınları.
  • Ayaz, Hüseyin (2014). Çevreci Eleştiri Üzerine Genel Bir Değerlendirme. Uluslararası Türkçe Edebiyat Kültür Eğitim (TEKE) Dergisi, 3 (1) , 278-292. DOI: 10.7884/teke.268
  • Barbarlığa Karşı Ekososyalist Forum: “Belem Ekososyalist Bildirgesi”. (Ocak 2009), Erişim: (http://www.felsefe.net/ekoloji/1552-belem-ekososyalist-bildirgesi.html)
  • Berktay, F. (1996). Ekofeminizm ya da Yüreğin İyimserliği. Kadın Araştırmaları Dergisi, 0 (4) https://dergipark.org.tr/tr/pub/iukad/issue/732/7911
  • Bookchin, Murray (1994). Özgürlüğün Ekolojisi. Çev. Alev Türker, İstanbul: Ayrıntı Yayınları.
  • Bozdağ, Çerkez (2016). Deli Yeşil. Ankara: Özbaran Ofset Matbaası.
  • Bulut, D. (2005). Çevre ve Edebiyat: Yeni Bir Yazın Kuramı Olarak Ekoeleştiri. http://www.littera.hacettepe.edu.tr/TURKCE/17_cilt/dilek.htm
  • Huyugüzel, Ömer Faruk (2018). Eleştiri Terimleri Sözlüğü. İstanbul: Dergâh Yayınları.
  • İbni Arabî (2016). Âlemin Yaratılışı. Çev. Ekrem Demirli, İstanbul: Litera Yayıncılık.
  • İnan, Abdülkadir (2020). Tarihte Bugün Şamanizm Materyaller ve Araştırmalar. Ankara: Altınordu Yayınları.
  • Karl Marx (2013). Yabancılaşma. Ankara: Sol Yayınları.
  • Oppermann, Serpil (2006). “Doğa Yazınında Beden Politikası”. http://www.littera.hacettepe.edu.tr/TURKCE/18_cilt/6.pdf. (Erişim Tarihi: 02.08.2021).
  • Özdağ, Ufuk (2017). Çevreci Eleştiriye Giriş. Doğa Kültür Edebiyat. Ankara: Ürün Yayınları.