YENİ VE YÜKSELEN BİR ALAN: DİJİTAL OYUNLAR SOSYOLOJİSİ

Çok yaygın ve etkili olduğu bilinmesine rağmen genel olarak oyun özel olarak dijital oyunların sosyologlar tarafından yeterince ele alınmamış olması, bu çalışmanın temel problemidir. Bu bağlamda yanıtı aranmaya çalışılan temel araştırma sorusu da “dijital oyunların sosyolojisi nasıl yapılabilir?” olarak belirlenmiştir. Kuşkusuz sosyolojinin geniş imkanları içinde hangi sosyolojik yaklaşımlar daha uygundur diye gözden geçirildiğinde mevcut klasik yaklaşımlardan çok, “İlişkisel Sosyoloji”nin bu alanda uygun olduğu görülmüştür. Çünkü ikilikleri ve özcülüğü red eden ve daha çok süreç temelli incelemeleri ön plana çıkaran bir yaklaşımın, dijital oyun sosyolojisi yaparken sunduğu olanaklar, özellikle de N.Elias’ın “figürasyon” kavramının araştırma sorusuna yanıt aramada oldukça yol gösterici olduğu kabul edilmiştir. Böylesine bir amaca ulaşmak için süreç temelli figürasyonel sosyoloji yaparken de Elias’ın özellikle “yaşam birimleri” (survival units) ile “iş birliği ve rekabet dengesi” kavramlarından yararlanıldığının altı çizilmelidir. Bu kavramlar ışığında yapılan analizler sonucunda dijital oyunların etik kurallara sadık olarak oynanan bir figürasyon olduğu, iş birliği ve rekabetin (cooperation and competition) dengelenmediği takdirde oyunun dolayısıyla mücadelenin süremeyeceği; oyunlarda da dengeli bir mücadele yoksa hep bir taraf kazanırsa oyunun en önemli edinimlerinden biri olan keyif alma edinimine ulaşılamayacağı ortaya konmuştur. Ayrıca kültürel ve ilişkisel sosyolojik olarak yeni bir kavram üretme anlamına gelen bir metaforla anlatmak gerekirse, oyuncuların kimlik olarak birer “kahraman” olduğu, gerçek yaşamdan izler taşıdıkları bir “bir anlatı” fikrinin dijital oyunları anlama ve yorumlamada uygun olacağı sonucuna varılmıştır.

___

  • And, M. (2003). Oyun ve Bügü: Türk Kültüründe Oyun Kavramı. İstanbul: Yapı Kredi Yayınları.