KUR’ÂN’DA ŞİRKİN İPTALİNDE VÂRİT OLAN İFADELERİN DİLSEL ÖZELLİKLERİ

Kur’ân’ın indirilişindeki birinci gaye, insanları tevhîd inancına ulaştırmak, bu inancı benimsemelerini ve özümsemelerini sağlamaktır. Bu ise ilkin tevhîde zıt fikir ve inanışları ortadan kaldırmakla mümkündür. Tabiî olarak Kur’ân bunlarla mücadele etmeye yönelmiş ve toplumu bütün yönleriyle saran şirk anlayışını bertaraf etmeye çalışmıştır. Kur’ân, müşriklerin toplumsal yapılarını, temayüllerini ve ruh hallerini göz önünde bulundurarak, şirki ve şirk tanrılarını iptal için muhataplarıyla muhtelif usûllerle mücadele etmiştir. Bu cümleden olarak, Arapların öteden beri alışageldikleri üslubu da muhafaza etmiş, bildikleri bir üslupla onlarla mücadele etmeye ihtimam göstermişir. Sıklıkla kullandıkları ifadeleri Kur’ân da en mükemmel biçimde kullanmış ve bu yolla da onları ikna etmeyi hedeflemiştir. Örneğin, Araplar kasemi sıklıkla kullanmışlardır. Baktığımızda kasem Kur’ân’da da çok gelmiştir. Aynı şekilde te’kid, istifham, teşbih ve tekrar gibi kullanımlar sıklıkla gelmiştir. Gayemiz bu tür kullanımların şirk tanrılarının iptalinde ifade ettikleri mana ya da manaları ortaya çıkarmak ve çıkan bu manaların şirk tanrılarının iptalinde oynadığı rolü dikkatlere sunmaktır.

RELIGIOUS FEATURES OF EXPRESSIONS THAT ARE INHERITED IN THE CANCELLATION OF THE COMPANY IN THE QUR’ÂN

The first goal in the resurrection of the Qur’an is to bring people to the belief that they are committed, to embrace this faith and to assimilate. This is possible by eliminating the opposite ideas and beliefs in the first place. Of course, the Qur’an is directed to fight them. He tried to dispel the shirk mentality that surrounds society in all aspects. The Qur’an is a qur’an. He targeted all sections, such as Jews, Christians, Sabiî, Muslims and polytheists, and proved that their beliefs and gods were sacred. He never tolerated any of this in this sense; he declared war against all of them. Taking into account the social structures, themes and moods of the polytheists, he fought various methods with his interlocutors to cancel the shirki and the shiraz gods. In this sentence, the Arabs have kept the style they have been accustomed to from a long time, and they are eager to fight them in a style they know. He used the phrases they often used in the Most Perfect Way in the Qur’an and in this way he aimed to convince them. For example, Arabs often used my kame, and when we look at the Qur’an, we see that my kasis is very much in the Qur’an. Likewise, it is seen that uses such as te’kid, hoarding, re-use often come. We tried to establish the meaning symposia or meanings expressed in the cancellation of such uses.

___

  • Akkâd, Abbâs Mahmûd, Allah, Beyrût: el-Mektebetu’l-Asriyye, ts.
  • Âvnî, Hamîd, el-Minhâcu’l-vâdıh li’l-belağa, Basım yeri yok: Mektebetu’l-Ulûmi ve’l-Hikem, ts.
  • Azîme, Muhammed Abdulhâlık, Dirâsât li’uslûbi’l-Kur’ân, Kahire: Dâru’l-Hadîs, ts. Bolelli, Nesrettin, Belâğât, İstanbul: MÜİF Yay., 2013.
  • Cerrahoğlu, İsmâîl, Tefsîr Usûlü, Ankara: TDV Yay. 2013.
  • Çelik, Muhammed, Kur’ân’ın İkna Husûsiyeti, İzmir: Çağlayan Yay., 1996.
  • Ebû Hayyân, Muhammed b. Yûsuf (ö. 754/1353), el-Bahru’l-muhît, Dâru Beyrût: İhyâi’t-Turâsi’l-Arabî, 1990.
  • Ebû Zehra, Muhammed b. Ahmed ( ö. 1394/1974), el-Mu’cizet’u’l-kübrâ el Kur’ân, Basım yeri yok: Daru’l-Fikri’l-Arabî, ts.
  • İbn Kesîr, İsmâîl b. Ömer, Tefsîru’l-Kur’âni’l-Âzîm, thk. Sami b. Muhammed, 2. Baskı, Basım yeri yok: 1999.
  • İbn Manzûr, Muhammed b. Mukrim (ö. 711/1311), Lisânu’l-‘Arab, Beyrût: Dâru’sSadr, 1993.
  • İbn Teymiyye, Takiyyuddîn Ahmed b. Abdulhalîm, Mecmuu’-l-fetavâ, Medine: Mecma’u’l-Melik Fehd Li’t-Tiba’eti ve’n-Neşr, 1995.
  • İbn Teymiyye, Muvafakatu sahîhi’l-menkûl li sarîhi’mâ’kûl, es-Sünnetu’l- Muhammediyye, Kahire: 1951.
  • İbn Teymiyye, er-Reddu âla’l-mantikiyyin, Lahor: Maarif, 1976. el-İsfahânî, Râğıb, el-Müfredât fî’garîbi’l-Kur’ân, Beyrût: Dâru’l-Marife, ts.
  • Kurtûbî, Muhammed b. Ahmed (ö. 670/1272), el-Cami’ li ahkâmi’l-Kur’ân, Beyrût: ts. Kutub, Seyyid, Fî zilâli’l-Kur’ân, Beyrût: Dâru’ş-Şurûk, 1991.
  • Kurtûbî, Kur’ân’da Edebî Tasvîr, Çev. İsmail Aslan, İstanbul: Ravza Yay., 1999.Le Bon, Gustave, Kitleler Psikolojisi, Çev. Selahaddin Demirkıran, İstanbul: Yağmur Yayınevi, 1974.
  • el-Melkâvî, Abdulkâdır Halil, Akîdetu’t-tevhîd fi’l-Kur’ân, Riyad: ts.
  • er-Râvî, Kâzım Fethi, Esâlîbu’l-kasem fî’l-lugati’l-arabiyye, Bağdad: 1976.
  • er-Râzî, Fahrettin (ö. 606/1210.), et-Tefsîru’l-kebîr, Beyrût: Dâru’İhyâi’t Turâsi’lArabî, 2000.
  • Saîd, Abdussettâr Fethullah, el-Medhal ila’t-tefsîri’l-mevdûî, Kahire: Dâru’t Tevziî, 1991.
  • es-Suyûtî, Abdurrahmân b. Ebi Bekir (ö. 911/1506), el-İtkân fi’ulûmi’l-Kur’ân, Kahire: 1974.
  • et-Taberî, Ebû Cafer Muhammed b. Cerîr, Câmiu’l-beyân an te’vîli âyi’l-Kur’ân, Basım yeri yok: Müessesetu’r-Risâle, 2000.
  • Ulutürk, Veli, Kur’ân-ı Kerîm Allah’ı Nasıl Tanıtıyor, İzmir: Nil A.Ş Yay., 1988.
  • ez-Zemâhşerî, Cârullah Ebu’l-Kâsım Mahmûd b. Ömer (ö. 1075/1143), el-Keşşâf an hakâiki gavâmidi’t-tenzîl ve ‘uyûni’l-ekâvîl fî vucûhi’t-te’vîl, Beyrût: Dâru’-Fikr, ts.
  • ez-Zerkeşî, Bedreddin, el-Burhân fi’ulûmi’l-Kur’ân, Beyrût: Dâru’l-Kutubi’lİlmiyye, 1988.
  • Zeydân, Abdulkerîm, Usûlü’d-dave, Bağdad: Matba’atu Selmân el-Azamî, 1972.