Anadolu Selçukluları Zamanında Sadrü'd-din Konevî'nin Türkmen İsyanlarına Bakışı

Sadrüddin Konevî Anadolu Selçukluları zamanında 605/1204—673/1274 yıllarıarasında Anadolu’da yaşamış çok önemli bir mutasavvıftır. Onun üzerine muhtelifçalışmalar yapılmıştır. Yaşadığı dönemde Anadolu’da Babailer adı verilen büyük Türkmenisyanı çıkmıştır. Arkasından Anadolu’yu Moğollar işgal etmiştir. Birçok Ahi ve TürkmenMoğollar’a isyan etmiş ve katledilmiştir.Sadrüddin Konevî gibi çok önemli Türkmen mutasavvıfın bu olaylara biganekalamayacağı bellidir. Sadrüddin Konevî’nin Anadolu’da bulunan bir çok Türkmen dervişve şeyhlerle yakın ilişkisini biliyoruz. Anadolu’da fütüvvet hareketini kadrolaştıran ŞeyhEvhadüddin Hamid el-i Kirmanî, halifesi Zeynüddin Sadaka, Ahi Teşkilatının baş mimarıAhi Evren, tacir Taceddin-i Kaşî v.s. gibi kişilerle ilişkileri ele alınmıştır. Moğollar’ınAnadolu’da katliamları sırasında oğlunun, bazı dostlarının ölümü, Moğollara isyan edenŞerafeddin Hatiroğlu ile mektuplaşmaları konu edilerek Sadrüddin Konevî’nin Türkmenisyanları karşı tavrı ortaya konmaya çalışılmıştır.

THE VIEWS OF SADRU’D-DIN KONEVI ON THE INSURGENCY OF TURKMENS IN THE TIME OF ANATOLIAN SELJUKS PERIOD

Sadruddin Konevi who lived in the time of Anatolian Seljuks has been one of the most important Sufi leaders in Anatolia, and many studies has been undertaken on his life and ideas. In his time Türkmens known as Babai rebelled against the established authorities and then Mongols invaded Anatolia. Many Ahi and Turkmen groups resisted against the invasion but thousands of them were brutally murdered. The great Sufi leader Sadruddin Konevi supported the resistance movement against the Mongols and served as a spiritual leader for the rebelling groups. He also collaborated with other Sufi leaders and their followers. This study examines his relations with other Sufi leaders of the time such as Şeyh Evhadüddin Hamid El Kirmani, Ahi Evren who established the ahi organization which aimed to create a social and economic solidarity in Anatolia. This paper evaluates Sadruddin Konevi’s views and attitude toward the resistance movement by drawing on his communications with Şerafeddin Hatiroglu and his writings on the deaths of his sons and some close friends