Demokratik Ülkelerin Anayasalarında Yasallık, Mali Güce Göre Vergilendirme ve Eşitlik İlkelerinin Vergi Hukuku Açısından Değerlendirilmesi

Demokrasi ve vergi kavramı aynı zaman dilimi içinde doğan kavramlardır. Geçmişten günümüzü demokrasi arayışı nedeniyle yapılan tüm halk hareketlerinin temelinde içinde ağır vergiler nedeniyle hakim gücün yetkilerini sınırlandırma isteği vardır. Dolayısıyla hakim gücün varlığını devam ettirebilmesi için öncelikle elinde tutmak istediği vergilendirme yetkisi, yönetilenlerin de öncelikle sınırlandırmak istedikleri yetkidir. Nitekim tarihteki ilk demokrasi hareketi de İngiltere Kralı Yurtsuz John zamanında meydana gelmiş ve halk hükümdarın ağır vergiler koymasına ayaklanmıştır. Bu ayaklanma neticesinde 1215 Büyük Özgürlük Fermanı Manga Carta ortaya çıkmıştır. 36 maddelik bu fermanda yer alan en önemli konulardan birisi vergi ile ilgili düzenlemelerdir. Magna Carta’dan Fransız İhtilaline kadar tüm halk hareketlerinin ya da demokrasi hareketlerinin temelinde vergi eşitliğini sağlama ve mutlak iktidarın yetkilerini sınırlandırma kaygısı vardır. Demokrasinin temel ilkeleri arasında olan halk denetimi ve eşitlik kavramları vergilendirmenin de temel ilkeleri olup, buradan vergilendirme ilkelerinin doğumunun demokrasi ile aynı zamana rastladığını söylemek mümkündür. Günümüz devlet yapısı içinde düşündüğümüzde demokrasi ile vergi arasındaki diğer bir bağlantıda mali konudadır. Demokrasilerin sağlam temellere oturtulabilmesi ve sürecin sağlıklı bir şekilde işleyebilmesi için mali finansmana ihtiyaç vardır. Dolayısıyla demokrasi vergi ilişkisinin günümüzde de bariz bir şekilde sürdüğünü söylemek mümkündür. Vergilendirmenin direkt insan hak ve özgürlükleri ile ilgili olması başka bir ifade ile verginin yaşama dair birçok hakkı sınırlaması anayasal zemine oturtulmasını gerekli kılmaktadır. Hukuk devleti ve sosyal devlet açısından da bu bir gerekliliktir. Hukuk devleti açısından hukuki istikrar ve güvenliğin sağlanması sosyal devlet açısından da vergi yükünün adaletli ve dengeli dağılımının gerçekleşmesi için anayasal bir düzenlemeye ihtiyaç vardır ve bu ihtiyaç demokratik olmayan ülkelerde elzemdir. Vergilendirme ilkelerine mutlak olarak anayasalarda yer vermek gerekli midir? Vergilendirme ilkelerinin demokrasi ile doğrudan bir bağlantısı var mıdır? Bu soruların cevabını bulmak adına ilgili çalışmamda demokratiklik ve gelişmişlik düzeyi temel alınarak bazı ülkelerin anayasalarında yer alan yasallık, mali güce göre vergilendirme ve eşitlik ilkelerinin vergi hukuku açısından değerlendirilmesi yapılacaktır. 

___

  • KANETİ Vergi Hukuku, İstanbul, 1989.