Bu makale anıtlar ve yazıtlar şeklindeki kültürel varlıkların tarihsel hafızayı canlı tuttuklarını öne sürmektedir. Bu varlıklar ve mekânlar, toplumsal psikolojiye hitap etmeleri hasebiyle bulundukları yerlerde insanların ve halkların anıları ve gündemlerinde önemli bir yer kazanmaktadır. Nitekim bu makalede anıt ve yazıtlar sorununun Türk-Ermeni ilişkiler açısından günümüze kadar göz ardı edilen önemli bir konu olduğu öne sürülmektedir. Bu objeler "Acımasız Türk" ve "Mağdur Ermeni"gibi algıların oluşmasında önemli rol oynamışlardır. Artan sayıda "Ermeni Soykırımı" ahıtının Türkiye ve Türk insanına karşı önyargıların oluşmasında olumsuz bir rol oynadığı iddia edilmektedir.

This article suggests that cultural assets in the form of monuments and inscriptions keep alive historical memory. These assets and the places where they are situated take an important place in the memories and agendas of people and nations due to the fact that they address the crowd psychology. Thus we argue that one of the neglected aspects of Turkish-Armenian relations up to the present is the question of monuments and inscriptions. Those kinds of objects played an important role in the formation of some images such as "Cruel Turk" and "Oppressed Armenian ". In this article we '11 try to show the fact that increasing number of monuments commemorating an "Armenian Genocide" enhances a negative perception towards Turkey and the Turkish people by increasing hostilities.