Gelişen teknolojilere bağlı olarak meslek alanındaki çeşitliliğin artması ve  mesleklerin,  nitelik ve niceliğinin değişime ayak uydurma zorunluluğu mesleki eğitimin önemini arttırmıştır. Teknolojiyle birlikte bilginin sürekli artması bilgi üretimini ve işlevsel bilgiyi öğrenmeyi her meslek grubu için önemli kılmıştır.  Meslek eğitimi sürecinde teorik bilgi yanında pratik uygulamaların içinde olmak iş yaşamı öncesi mesleki tecrübe kazanmaları öğrencilerin iş yaşamına hazırlıklı olmalarını sağlayacaktır. Ancak, bir, maksimum üç ay olan staj süreleri çoğu meslek yüksek programı için yeterli olmamaktadır. Ülkemizde de ekonomik gelişmeye paralel  olarak  1990 yıllardan itibaren  Meslek Yüksek Okulu (MYO)  ve program sayısı her gecen yıl artarak gelişme göstermiştir.  Bunun yanında son yıllarda açılan üniversite sayısı da meslek yüksek okulu sayısındaki artışı desteklemiştir. Ara insan gücünü kalifiye olarak yetiştirme ve iş gücü piyasası ihtiyacını karşılama  konusunda  Meslek Yüksekokulları önemli bir yere sahiptir.  Ancak son yıllarda lisans programlarında olduğu gibi   ön lisans programlarında da kontenjanların dolmaması sorunu, açılan programlar ve sektör ihtiyaçlarının gerçekçi bir şekilde belirlenip bu ihtiyaçlar doğrultusunda programların planlanıp planlanmadığı ve mesleki yeterlilikleri konusunda tartışmalar sürmektedir. Çalışmamızda Türkiye’deki MYO Turizm ve Otelcilik programlarının sektörel etkileşimi incelenmiştir. Şüphesiz ki turizm sektörü ülkemiz ekonomisi açısından önemli bir sektör olup hızlı bir gelişme göstermektedir. İnsan işgücüne dayalı bir sektör olan turizm sektörü istihdama önemli bir katkı sağlamaktadır. Sektörün gelişmesi hizmet kalitesinin arttırılması ile mümkün olabilir ki bu da kalifiye iş gücünün önemini arttırmaktadır. İşte bu noktada ara eleman yetiştiren meslek yüksekokullarının sektör için önemi ortaya çıkmaktadır. Ayrıca unutulmamalıdır ki sektörün kalifiye eleman ihtiyacını karşılama konusunda meslek yüksek okulları ne kadar önemli ise,  kaliteli bir mesleki eğitim de iş dünyasının talep ve ihtiyaçlarına cevap verebilmek için ilgili sektörle yakın bir ilişki ve işbirliği içinde bulunulması kaçınılmazdır. Meslek yüksek okullarının amaçlarına uygun eğitim verebilmesinin bir parçasının endüstride yapılan eğitim olduğu göz ardı edilmemelidir. Bu bağlamda sektör-meslek yüksek okulları arasında çift yönlü bir ilişki olduğundan bahsedile bilinir. Bu çalışmada ülkemiz de Devlet ve Vakıf Üniversitelerindeki MYO bünyesindeki Turizm ve Otel işletmeciliği bölümleri incelenmiştir. Çalışmamızın amacı, ülkemizde Devlet ve Vakıf Üniversitelerindeki meslek yüksekokulları bünyesindeki Turizm ve Otel işletmeciliği bölümlerin bölgelere dağılımının ve bölge ihtiyaçlarına uygunluğunun değerlendirilmesidir. Bu değerlendirmeler için kullanılan bilgiler son beş yılın olup, OSYM yüksek öğretim programları kontenjanları programından ve turizm bakanlığı istatistiklerinden elde edilmiştir. Turizm ve Otelcilik Programı olan meslek yüksek okullarının bölgesel dağılımı, kontenjan doluluk oranları ve bölgede ki otel-yatak kapasitesi düzeyi bilgisine başvurularak çalışmamız oluşturulmuştur.

Depending on the developing technologies, the increase on the field of vocational variety and necessity for coordination of vocations’ number and quality to change enhanced the significance of vocational education. Along with technology, constantly increasing knowledge made the concepts of “knowledge production” and “learning functional knowledge” become important for all sectors. Through the vocational education, being involved in the practical applications as well as having theorical knowledge let students acquire vocational experience and readiness before professional business life. However the short term trainings like for one to three months are not considered sufficient for most vocational schools. In our country, correspondingly to economical improvements the increasing number of vocational schools and programs have been improved by every year since 1990. Besides, increasing quantity of recent universities has enhanced the number of vocational schools. Vocational schools have a considerable value regarding to educating qualifed employee and fulfill the need for work force. However of late years, the problem at fulfilling of quota at associate degrees as well as at undergraduate programs, recent programs and realistic features on sectoral needs and vocational proficiency of these programs are on debate. In our study, the sectoral interaction of vocational schools for tourism and hotel programs in Turkey has been examined. Tourism is definitely an important sector for our country’ economy and devoloping rapidly. It is depended on labor force and gives a significent contribution to employment. This sector might develop only by increased quality of service and this situation increases the importance of qualifed work force. At this point, the significance of vocational schools that educates qualifed labor for sector has been emerged. Furthermore, even vocational schools are important for fulfilling the qualifed labor need of sector, interaction with the sector is a “must be” for a qualifed education. Vocational schools are giving education partly with the help of relevantly industrial education.  In this respect, we can suggest that there may be a bilateral relation between sector and vocational schools. In this study, departments of tourism and hotel management of vocational schools at the state and foundation universities in our country are investigated. The purpose of this study is to estimate of these departments’ distribution to regions on our country and their suitability to regions’ needs. The data for this estimation obtained from OSYM quotas and Tourism Ministry statistics generated in the last five years. Our study consisted from a knowledge about distribution of vocational schools for tourism and hotel menagement, fulness of quotas, and level of hotel-bed capacity at region.