Anahtarını İki Müslüman Ailenin Koruduğu Kilise: Kıyamet Kilisesi

1099’da Kudüs’e gelen Haçlılar, burada bir Latin Patrikliği kurmuşlardır. Bu dönemde Latin patrikliği Kudüs’teki ağırlığını iyiden iyiye hissettirme-nin yanında buradaki Doğu Hıristiyanlarına da büyük baskı uygulamıştır. Bunlardan en fazla baskı altında kalanı ise Ortodoks Rumlardır. Selahattin Eyyubi’nin 1187’de şehri ele geçirmesiyle birlikte Latin Patrikliği Ku-düs’ten ayrılmış ve varlığını Akka şehrinde sürdürmeye devam etmiştir. 1291’de Haçlıların Akka’yı kaybetmeleri ile beraber Kudüs Latin Patrik-liği ortadan kalkmıştır. XIV. yüzyıldan XIX. yüzyılın ortalarına kadar Ku-düs’teki Latin topluluğunun temsilciliğini Fransisken tarikatının mensup-ları üstlenmiştir. Sultan Abdülmecit Dönemi’nde (1839-1861) Papalıkla iyi ilişkiler sonucunda Kudüs Latin Patrikliği 1848 yılında tekrar açılmış-tır. 1948’de İsrail’in kuruluşu ve beraberinde yaşanan Arap-İsrail Savaş-ları Kudüs Latin Patrikliğini de bir karmaşanın içerisine atmıştır.

The Latin Patriarchate of Jerusalem From the Beginning to Today

The crusaders who invaded the Jerusalem in 1099 had established a Latin Patriarchate there. The Latin Patriarchate had made its presence more distinctive in Jerusalem and also implemented great pressure on the Eastern Christians. The most affected among these groups was Orthodox Greeks. After the conquest of Jerusalem by Salahaddin Ayyubi in 1187, the Latin Patriarchate had left Jerusalem and had continued to live in Akka. When Crusaders lost Akka in 1291, The Latin Patriarchate of Jeru-salem had disappeared. From 14th century to middle of 19th century, the Franciscan Friars had under token the representation of the Latin commu-nity of Jerusalem. During Abdülmecit’s reign (1839-1861), as a result of good relations with the Papacy, the Latin Patriarchate of Jerusalem had been re-established in 1848. The establishment of Israel in 1948 and Arab-Israeli wars had brought the Latin Patriarchate of Jerusalem to a chaotic situation. Today, the Latin Patriarchate of Jerusalem has presented merely a prestigious position rather than patriarchal body.