Bir Kaçış Öyküsü: Mim Kara’nın Doğuya Hüzün Turları

Doğuya kutsallık atfederek bütün suç ve günahlardan Batı’yı sorumlu tutan, kendi eleştirisini Batı’nın yanlışları üzerinden yapanların karşısında, Mim Kara’nın, Doğuya Hüzün Turları’nda anarşik bir tutum takındığı ve savunmanın acziyetini tümüyle dışladığı görülür. Şair, sözünü eğip bükmeden söyleyen bir kaçak, anlattığı ise bir kaçışın öyküsüdür. Kaçış, kurtuluşun yegâne adresi Doğu’yadır. Ancak Doğuya Hüzün Turları’nda yönler bir mekâna değil bir duruma ve duruşa işaret eder. Doğu insanın aklını, aklının anlamını yitirdiği yerde başlar; mekân buna bir kolaylık sağladığı ölçüde doğudur. Buna koşut olarak Kara’nın kitabından iki karşıt denklem çıkarmak mümkündür: Doğu=hüzün=saf akıl ve Batı=Ø=verili akıl. Batı, bir kurgunun mamulü, Doğu ise tanrının yansımasıdır. Doğuya Hüzün Turları, kendi Doğu’sunda Batı’yı yaşayanlara, çağdaş yalanlardan sanal hakikatler çıkaranlara, aklını ve vicdanını terk edenlere uyarılarla doludur. Kara’ya göre bilmemek suçtur, hayata karşı dalgınlık ise ihanetten başka bir şey değildir. Bu yolculukta Doğu hep daha öteye çağıran sürekli bir tekâmülün adıdır.