Ekonomik Krizler, İşçevrimleri, Mises ve Çağımızın Paradigması

Geçen on yıllık dönemde bilim tarihi yazımı konusunda geliştirilen en önemli ve en meydan okuyucu teori, hiç kuşkusuz, Thomas S. Kuhn’un teorisidir. Tartışmaya açık subjektivist ve rölativist felsefesini savunmaksızın denebilir ki, Kuhn’un katkısı bilimsel kuramların değişme ve gelişmesinin yolları konusunda parlak bir sosyolojik içgörü sağlamaktadır.1 Esas itibariyle, Kuhn’un teorisi “bilim tarihinin Whig teorisi”** denebilecek şeye kritik bir meydan okumadır. Bu alanda Kuhn’a kadar meydan okunamayan ortodoksiyi temsil eden “Whig” teorisi, bilimin ilerlemesini aşamalı, sürekli, ve daima yukarı doğru ilerleyen bir süreç olarak görür.