Amaç: Premenapozal ve postmenapozal geritrik hasta gruplarının jinekoloji polikiniğine başvuru nedenlerini inceleyip karşılaştırmak.Yöntem: Sakarya Özel Konak Hastanesi Kadın Doğum Polikliniğine başvuran 25 premenapozal ve 25 postmenapozal geriatrik yaş grubunda hasta retrospektif olarak başvuru tanıları, gravida, parite durumları, cerrahi operasyon ve sistemik hastalık bulunma öyküsü, ultrasonografi ile endometrium kalınlığı ölçümü incelendi ve karşılaştırıldı. Araştırma verisi SPSS 23.0 istatistik paket programı aracılığıyla değerlendirilmiştir. Bulgular: Katılımcıların en sık başvuru sebepleri; %20 ile vajinit, %16 düzensiz menstrüal kanama, %14 postmenapozal kanama şeklindedir. Hastaların %76’sında sistemik hastalık öyküsü yoktur. Hastaların %18’inde hipertansiyon, %6’sında diyabetes mellitus bulunmaktadır. Premenapozal grupta sistemik hastalık bulunma oranı %4 iken postmenapozal grupta bu oran %44 olarak bulunmuştur. Bulgularımıza göre postmenapozal grupta uterin prolapsus (%12), sistosel ( %24) , üriner inkontinans (20), vazomotor semptomlar(%4), vajinit (%12) ve postmenapozal kanama (28) görülürken, premenapozal grupta vajinit (%28), myoma uteri (%16), düzensiz menstruasyon (%32), dismenore (%8), over kisti (%12) ve cilt altı endometriozis (%4)  tespit edilmiştir. Postmenapozal kanama şikayetiyle  gelen hastalara yapılan endometrial örneklemede 2 hastada endometriod adenokanser saptanmıştır, hastalar jinekolojik onkoloji kliniğine yönlendirilmiştir.Sonuç: Tüm jinekolojik problemlerin geriatrik yaş grubunda görülebilmesine karşın hipoöstrojenemiye bağlı atrofik semptomlar, vazomotor semptomlar,  pelvik organ prolapsusu, üriner inkontinas  gibi hastalıklar bu yaş grubu kadınlarda daha sık görülmektedir. Hem kadın sağlığı hem de geriatrik yaş grubu bakımı açısından bunlar da göz önüne alınarak jinekolojik değerlendirme yapmak hastalıkların erken tanı ve tedavisi açısından yararlı olacaktır.

Aim: To evaluate the  complaints of premenopausal and postmenopausal geriatric patient who admitted to gynecology outpatient clinic. Material and Methods: 25 Premenopausal and 25postmenopuasal geriatric patients who admitted to outpatient clinic of gynecology in Sakarya Private Konak Hospital were evaluated retrospectively regarding diagnosis, gravida and parity situations, surgical operations, systemic disorders and ultrasonographic mesaurement of endometrial  thickness and copmpared to each other. Results:  Frequency of common complatints of admitted patients was 20% vaginitis, 16% irregular menstrual bleeding, 14% postmenopausal bleeding. 76% of patients had no systemic disorder. 6% of patients had diabetes mellitus and 18% had hypertention.  Rate of having comorbidity in postmenopausal geriatric group was 44% and that of premenopausal group was 4%. According to our findings the frequecy of diseases in postmenopausal geriatric group was 12% uterine prolapse, 24% cytocel, 20% urinary incontinance 4% vasomotor symptoms 12% vaginitis  and 28% posmenopausal bleeding  and in premenopausal group  28% vaginitis, 16% uterine myoma, 32% irregular menstrual bleeding, 8% dysmenorrhea, 12% and 4% subcutaneus endometriosis. We stated endometrioid adenocarcinoma as the results of endometrial samplings of  2 patients who had postmenopusal bleeding and these patients were referred to gynecologic oncology clinic. Conclusion: Despite all gynecologic problems could be seen in geriatric age group, diseases such as atrofic symptoms due to hypoostrogenemy, vasomotor symptoms, pelvic organ prolapse and urinary incontinance is frequently seen in these women. Both for women heatlh and geriatric women care performing gynocologic evaluation regarding these, would be benefical in terms of early disgnosis and treatment of  the diseaeses.