“Demiri Biz İndirdik” Mealindeki Âyetin Yorumu Üzerine

Kur’an’da Hadîd Sûresi’nin 25. âyetinde “enzelnâ el-hadîd” ifadesi geçmektedir. Bu ifade literal anlamda “demiri biz indirdik” şeklinde tercüme edilmektedir. Bu araştırmanın amacı “inzal = indirme” ifadesinin kastedilen anlamını tespit etmek, özellikle son asırlarda astrofizik biliminin ortaya koyduğu demirin önce yıldız çekirdeklerinde üretildiği, Güneş, Arz ve gezegenler inşaa edilirken diğer elementler ile birlikte yıldızlar arası ortamdan Güneş sistemine getirildiği, sonra ilkel Arz’ın bünyesindeki demirin ayrışma olayı ile Arz çekirdeğine indirildiği, daha sonra demirin düşen göktaşları vasıtasıyla yerkabuğuna tekrar yerleştirildiği, ayrıca rüzgârın çöl tozlarıyla gökyüzüne çıkardığı demirin yağmurla tekrar yeryüzüne indirilmesi anlamlarına işaret edip etmediğini ortaya koymaktır. Belâgatın bir dalı olan beyân ilmine göre sözcükler konuldukları anlamda kullanılırsa buna hakikat; konuldukları anlamda kullanılmalarına bir mani olması sebebiyle başka bir anlamda kullanılırsa buna mecaz; konuldukları anlamda kullanılmasına bir mani olmamakla birlikte yine de başka bir anlamda kullanılırsa buna da kinaye denilmektedir. Mecazî kullanımlarda hakikat anlamını kastetmek mümkün olmaz. Kinayelerde ise asıl kastedilen anlamın yanı sıra az da olsa hakikat anlamını da kastetmek mümkündür. Kinayede her iki anlam birbirine zıt olmadığı gibi aralarında bir alaka da vardır. Zira kinayede aslen kastedilen anlam sözün hakikat anlamının lâzımı (gereği) olan bir mânadır. Müfessirler “inzal” anlamı konusunda genellikle iki görüşe yer vermişlerdir. Birinci görüş İbn Abbas’tan gelen bir rivayete dayanmaktadır. Hadis usûlü kriterlerine göre bir hayli zayıf olan bu rivayete göre Hz. Âdem yeryüzüne inerken örs, kerpeten ve çekiç gibi demirden yapılmış bazı aletlerle birlikte inmiştir. Bazı müfessirler âyetin bu mânaya delâlet edebileceğini belirtmişlerdir. Ancak âyetin anlamı genel olduğundan zayıf bir rivayetle onu dar bir anlama tahsis etmemin mümkün olamayacağı anlaşılmaktadır. İkinci görüşe göre “inzal”, “Allah’ın demiri insanlar bir nimet olarak vermesi” anlamına gelir. Nüzul döneminde demirin yerden çıktığı dikkate alınarak “inzal” kavramıyla demirin gökten indirilmesinin kastedilmiş olamayacağını dikkate alan müfessirlerin kahir ekseriyeti bu tabirin mecaz anlamında kullanılması gereği üzerinde durmuşlardır ve bu kavramı “Allah’ın demiri nimet olarak vermesi” şeklinde anlamışlardır. Son asır İslâm âlimlerinden Bediüzzaman Said Nursi’nin görüşü de bu yöndedir. Bu görüşte olanlar âyetin siyak-sibakına, Kur’an’da başka yerlerde geçen “inzal” kavramının hangi anlama geldiğine ve nüzul döneminde demirin yerden çıkarıldığı şeklindeki halk bilgisine dikkat etmişlerdir. Son asırlarda astrofizik alanında yapılan araştırmalara göre demir ile ilgili dört farklı tarzda (Yıldızlardan Arz dâhil güneş sistemine, Arz bünyesinden çekirdeğe, Meteor ve metoritler ile yer kabuğuna, atmosferde yağmurlar ile yeryüzüne) indiği tespit edilmiştir. Günümüzdeki bazı araştırmacılara göre “inzal” kavramıyla astrofizik ilminin ortaya koyduğu gibi demirin zikredilen yollarla hakikaten gökten inmesi kastedilmiştir. Astronomik ve jeolojik anlamda demirin yeryüzüne inmesi bir gerçek olup “inzal” kavramının anlamıyla da uyuşuyor olsa bile, Kur’an’ın nazil olduğu dönemde Araplar bu gerçekliği bilmedikleri için âyetin böyle bir anlama delâlet etmesi mümkün görülmemiştir. Çünkü Kur’an’ın ilk muhatapları onlardır ve Yüce Allah onların anlayışlarına göre onlara hitap etmektedir. Bununla birlikte beyan ilminin kuralları dikkate alındığında kısmen de olsa âyetin bu anlama da işaret edebileceği anlaşılmaktadır. Bunun yolu “inzal” kavramını tamamen mecaz anlamında değil, kinaye anlamında ele almaktır. Mecaz bir sözün aynı zamanda hakikat anlamında da kullanılmasını mümkün kılmaz iken, kinayede bunun mümkün olduğu görülmektedir. Mecazda olduğu gibi kinaye de kastedilen anlam, hakikat anlamının dışındaki bir mâna olmakla birlikte kinayede bu mâna aynı sözün bir derece hakikat anlamında kullanılmasına engel teşkil etmez. Bu sebeple makalede, âyette geçen “inzal” kavramının ağırlıklı anlamının “nimet olarak verme” olduğu üzerinde durulmakla birlikte, bu anlamın “inzal = indirme” anlamına aykırı olmadığı, hatta aralarında birbirini destekleyici bir alaka olduğu, bu yüzden bazı meal yazarlarının “enzelnâ” ifadesini “nimet olarak indirdik” şeklinde tercüme ettikleri hususuna dikkat çekilmiştir. Kinaye anlamında kullanıldığında asıl kastedilen anlam “nimet olarak verme” şeklinde olmakla birlikte astrofizik ilminde sözü edilen “gökten inme” şeklindeki hakikat anlamına işaret etmesinin mümkün olduğu hususuna da temas edilmiştir.

On the Interpretation of the Verse “We sent down Iron”

There is a phrase of “enzelnâ el-hadîd” in the 25th verse of the Sura al-Hadeed in Qur’an. This phrase is translated as “Iron was sent down” as a literal meaning. The purpose of this study is to investigate the literal meaning of the phrase “inzal = primarily descend,”; especially according to the discoveries in the latest centuries by astrophysics that if iron is produced in cores of stars, thus first descending is from the interstellar medium to the Earth and solar system, then iron in the body of the Earth was sent down to form the iron core of the Earth, then enrichment of Earth’s crust by iron and metals by the falling asteroids, meteors, and meteoroids, at last as a mineral supplement to the cultivated fields by rain containing iron-rich desert dust. According to the science of proclamation (beyan), a branch of eloquentness (belagat), if the words are used in their literal meanings, it is a reality; if they are used as a figurative meaning because of an obstacle, it is a metaphor (mecaz); if there is no obstacle in using its literal meaning, but still it is used in a meaning other than what it means, it is an allegory (kinaye). It is not possible to intend reality in metaphoric language. However, in an allegoric language, there could be at least a small amount of a literal meaning besides its allegoric meaning. This is possible because the two meanings of allegory are not opposite, and there is a relation between the two meanings. However, the actual intended meaning in an allegory could be the word's literal meaning or the meaning intended in mind. According to glossators, there are two opinions about the meaning of “inzal” (müfessirler). The first opinion is related to a narration from Ibn Abbas. According to this narration, which is known to be weak according to the critics originating from the methodology of hadith, Hz Adam descended to the Earth with iron tools, such as a stake, pair of pinchers, and hammer. Some glossators quoted this verse may mean specifically to those iron tools. However, the meaning of the verse is general; it should not be that specific. Therefore, it is impossible to constrain the verse's meaning to such a narrow understanding just because of a weak narration. According to the second opinion, “inzal” means “iron is given to mankind as a blessing from Allah.” Most of the glossators, who knew iron ores were extracted from undergrounds and could not think how iron would come from the sky at the times of revelations, agreed that this phrase must be a metaphor to indicate “Allah gave or created iron as a blessing.” Iron is discovered to fall from the sky in four different ways (From stars or interstellar medium to the Earth and Solar system, from the body of Earth to its core, as asteroids and meteors falling, as atmospheric iron-rich dust falling on the surface of Earth within the rain droplets) during latest centuries according to scientific investigations in the field of astrophysics. According to some contemporary researchers, “inzal,” meaning “descending from the sky,” is intended as scientific and astrophysical concepts explain it. Even though descending of iron from the sky is a fact or a reality that fits the concept of the word “inzal,” such a meaning is not accepted by a group of scholars because Arabs, who lived during the revelation of the Qur’an, were not aware of this fact thus this verse cannot be intending such a meaning. This is because they are the first addressee, and Almighty Allah appeals to them according to their understanding. Nevertheless, according to the rules of the proclamation (beyan) discipline, this verse may hint at the literal meaning of descending. This becomes possible if the meaning of “inzal” in verse is taken allegorically but not as a metaphor. While a metaphor does not allow the usage of a word in literal and metaphoric meanings simultaneously, the possibility to imply literal and allegoric meanings could be possible in an allegory. As it is in metaphoric language, the intended meaning in allegoric language is different from the literal meaning of a word; it does not prohibit taking a literal meaning, at least up to a certain level. Therefore, in this study, the weighted meaning of the word “inzal” is taken as “to give as a blessing.” This meaning is not opposing “inzal = descent.” Moreover, it also supports possible relations between the two meanings; therefore, some translators translated the Arabic word “enzelnâ” as “created or given as a blessing.” Although the intended meaning in allegoric language is “to give as a blessing,” it is also possible to take it as a reality or a literal meaning of “descent,” as discussed in the astrophysical literature.

___

  • Cevherî, Tantâvî. el-Cevâhir fi tefsîri’l-Kur’âni’l-Kerîm. Beyrut: Dâru’l-Fikr, ts.
  • Clayton, D. Donald. Principles of Stellar Evolution and Nücleosenthesis. USA: McGraw-Hill Book Company, 1968. Duran, Muhammet Ali. “Hadîd Sûresi: İsmi ve Sûredeki “Demirin İnzâli” Kavramı”. Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 14/26 (2012), 179-200. Ferrâ, Ebû Zekeriyyâ Yahyâ b. Ziyâd b. Abdillâh b. Manzûr el-. Maʻâni’l-Kur’ân. thk. Ahmed Yusuf en-Necâtî vd.. Mısır: Dâru’l-Mısriyye, ts.
  • Genda, Hidenori ve Ikoma, Masahiro (2008), Icarus, 194, 42–52
  • Gezer, Süleyman. “Enzelnâ el-Hadîd (el-Hadîd 57/25) İfadesinin Tercüme ve Yorumları Üzerine Bazı Değerlendirmeler” Hitit Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 5/2, sy. 10 (2006): 97-110.
  • Hazen, Robert H., 2012, 375 Hudson Street, New York, NY 10014, USA: VIKING, Penguin Books Ltd., 201
  • Hubble, Edwin. Communications from Mount Wilson Observatory, to the National Academy of Sciences, (1929), no 105.
  • Işık, Emin. “Hadîd Sûresi”. Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi. 15/13-14. İstanbul: TDV Yayınları, 1997.
  • İbn Abbas, Abdullah. Tenvîru’l-mikbâs min Tefsîr-i İbn ʻAbbâs. cem. Mecdüddîn Muhammed b. Yaʻkûb el-Fîrûzâbâdî. Lübnan: Dâru’l-Kütübi’l-‘İlmiyye, ts.
  • Karaman, Hayreddin vd.. Kur’an Yolu Türkçe Meal ve Tefsir. Ankara: Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, 2014.
  • Kippenhahn, Rudolp, 1994, John Wiley & Sons Ltd., West Sussex PO19 1UD, England, sayfa 16-17.
  • Teo Koupelis. Evreni Anlama Serüveni. Çev. Tolga Güver. İstanbul: Nobel Yayınları, 2017.
  • Karaman, Hayrettin, Ali Özek, İbrahim Kâfi Dönmez, Mustafa Çağrıcı, Sadrettin Gümüş ve Ali Turgut. Kur’an-ı Kerîm ve Açıklamalı Meâli. Ankara: Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, 2006.
  • Mukâtil b. Süleyman. Tefsîru Mukātil b. Süleymân. thk. Ahmed Ferid. Beyrut: Dârü’l-Kütübi’l-İlmiyye, 2003. Nursi, Bediüzzaman Said. Lem’alar, İstanbul: Söz Neşriyat, 2012.
  • Sami, İsmetullah. İslâm Hukuk Usûlünde Mecaz. İstanbul: İFAV Yayınları, Haziran 2018.
  • Taberî, Ebû Ca’fer Muhammed b. Cerîr b. Yezîd b. Kesîr b. Gâlib et-. Câmiʻu’l-beyân fî te’vîli’l-Kur’ân. thk. Ahmed Muhammed Şâkir. Beyrut: Müessesetü’r-Risâle, 1420/2000.
  • Taylor, F.W. Planetary Atmospheres. Oxford: Oxford University Press, 2010.
  • Yazır, M. Hamdi. Hak Dini Kur’an Dili. İstanbul: Eser Neşriyat, 1979.
  • Zemahşerî, Ebü’l-Kâsım Mahmûd b. Ömer Cârullah. el-Keşşâf ‘an hakāikı gavâmidı’t-tenzîl ve ʻuyûni’l-ekāvîl fî vücûhi’t-te’vîl. thk. Adil Ahmed Abdülmevcûd-Ali Muhammed Muavviz. Riyad: Mektebetü’l-Ubeykân, 1418/1998.
  • Zekiyyüddin Şaʻbân. İslâm Hukuk İlminin Esasları. çev. İbrahim Kafi Dönmez. Ankara: TDV Yayınları, 1990.