Günah affı ve cennetten arazi tahsisi belgelerinin satışına karşı M.Luther'in açtığı protesto hareketinin bir önemli içeriği de,kadercilik öğretisini kabul etmiş olmasıdır. Kadercilik öğretisini,sadece iman yoluyla arınılabileceği kavramıyla uyumlu bir şekilde bütünleştiren M.Luther;bu sayede,kurtuluşa ermenin aracısı olarak kurumsallaşan kilisenin ruhani gücüne isyan etme ve saldırma imanını kendisinde bulabilmiştir. Ulusal devletlerin de desteğiyle ve yükselen bireyciliğe sağladığı önceliğiyle M.Luther,papalık makamının elinde tuttuğu Tanrı'dan sonra gelen konumunun yıkıma uğramasına katkıda bulunmuştur.Protestanlık,özellikle de bunun kalvinist görünümü;rasyonel ekonomik etkinliğin gelişmesi için çok büyük bir önem taşımaktadır. J.Calvin'e göre,insan cennetten çıkarılmasıyla birlikte kendisine lütfa ulaştıracak bütün yeteneklerini kaybettiği için,Tanrı'dan gelmiş hiçbir lütfu asla hak etmiş değildir. Bu nedenle Calvin,kilisede düzenlenilen ayinler ve ibadetlere katılım yoluyla kurtuluşa erişileceğine asla inanmamakta,kilise işlerine de hiç güven duymamaktadır. Kurumsal ibadeti yadsıyan Calvin'in bu tutumu,kolaylıkla,mistizme dönüşmüş ve Tanrı düşüncesi üzerinde odaklaşmasına yol açmıştır. Böylece kalvinizmi benimsemiş iş ve meslek grupları arasında dünyevi asketikizm teşvik görmüştür