İnsanoğlu toplumsal bir varlık olarak yaratıldığı dönemden itibaren karşındaki ile konuşma ve ötekiyle diyaloğa geçmenin yollarını aramıştır. Karşıdaki muhatapla konuşan, diyalektik kuran hatta tartışan insan, bu sayede anlamanın, yorumlamanın ve ilmin de kıymetini keşfetmiştir. Öyle ki karşısındaki kişiyi anlamak için onunla empati kurup tahammül gösterebilmek insanî bir edemdir. Zira tahammül etmek, bir taraftan karşı tarafın veya ötekinin inanç, görüş ve yaklaşımlarına saygı duyarak empati dilini geliştirmek, diğer yandan da özne/insanın kendisine yönelttiği eleştiri ve tenkitleri anlayışla karşılayarak tolere edebilmenin imkânını oluşturabilmektir. Hiç kuşkusuz İslâm düşüncesi, ilmî düzeyde diyalektik dilin ve müzakere anlayışının en üst seviyede icrasının ortaya konduğu engin bir havuzu ifade etmektedir. İslâm düşünce geleneğinde inanç, görüş ve düşünceleriyle temayüz etmiş birçok ilim ve fikir insanı, karşı muhatapla yapmış oldukları hemen hemen bütün ilmî cedel ve münazaralarda karşıdakini iyi anlama ve değerlendirmenin gayretinde olmuşlardır. Çünkü karşısındakini veya ötekini iyi anlayıp değerlendirmeden yapılacak her türlü anlam ve yorum girişimleri, sonuç olarak ortaya yararlı ve anlamlı herhangi bir ürün çıkarmayacağı gibi ilmin hedef ve nezaketini derinden sarsacaktır. Bu yazıda, Muş Alparslan Üniversitesi İslâmî İlimler Fakültesince organize edilen ve yukarıda ifade etmeye çalıştığımız ilmî ve bilimsel gerçekliğe işaret eden çok değerli ve anlamlı Uluslararası bir Sempozyumun tanıtımı gerçekleştirilmiştir. Organizasyon Komitesince, İslâm düşünce geleneğinin belli bir döneminin (M. XII.-XIX. Yüzyıl) ilmî ve fikrî faaliyetlerinin değerlendirilmesinin yapıldığı böylesi bir çalışma, en başta ülkemiz olmak üzere İslâm âlemi için son derece önemlidir.

From the time that human beings were created as a social entity, they sought ways to talk and engage in dialogue with the other. Speaking with the other party, making dialectics and even discussing (jadal), people have discovered the value of understanding, interpretation and science. So much so that it is a human deed to be able to empathize and tolerate the other person in order to understand them. For, to tolerate is to develop the language of empathy by respecting the beliefs, opinions and approaches of the other party or the other on the one hand, and to be able to tolerate the criticism and criticism of the subject/person by understanding them on the other hand. Undoubtedly, the thought of Islam expresses a vast pool in which the dialectical language and negotiation understanding at the scientific level are performed at the highest level. In the Islamic tradition of thought, many scholars and intellectuals distinguished with their beliefs, opinions and thoughts have made efforts to understand and evaluate the other person well in almost all scientific discussions and debates they have done with the counterparty. Because any attempt of meaning and interpretation to be made without understanding and evaluating the other or the other well will not produce any useful and meaningful product as a result, and will deeply shake the goal and courtesy of science. In this article, a very valuable and meaningful International Symposium, which was organized by Muş Alparslan University Faculty of Islamic Sciences and pointed to the scientific and scientific reality we tried to express above, was introduced. Such a study, in which the scientific and intellectual activities of a certain period of Islamic thought tradition (M. XII.-XIX. Century) are evaluated by the Organizing Committee, is extremely important for the Islamic world, especially our country.