Yazar Kudret Altun ile dostluğumuz fakülte yıllarına kadar iner. Yetmiş Sekiz Kuşağı’nın kendine has bir zaman ve mekan algısı vardır. Bu kuşak Türkiye’yi günümüze ulaştıran zaman diliminin sınırlarında bir yerde durur. 12 Eylül askeri darbesi bu kuşağı silip süpürdükten sonra kendi kuşaklarını inşa etti. Yazarın duygu dünyasını kavramak için böyle bir girişe ihtiyaç vardı.Kudret Altun, uzun yıllar kaldığı ve akademik hayatını sürdürdüğü İtalya’da İtalyanca öğrenmiş, orada çok az kişinin ulaşabileceği üniversite kütüphanelerine, arşivlerine, koleksiyonlarına ulaşmış. Bunları okumakla kalmamış, adete geçmişin hazinelerini keşfetme heyecanıyla yutmuş, onların dünyalarına girmiş, oralarda geçirdiği tarihsel zamanlardan duyduğu etkileşimleri yetmiş sekiz kuşağına has duygusallıkla eserinin girişinde okuyucusuyla paylaşmış. Şöyle diyor Kudret Altun: “İtalya’da atalarımın izlerini sürerken arayan ya Mevlası’nı ya yazmalarını bulur misali Bologna Üniversitesi kütüphanesinde bir özel koleksiyon içinde hakiki bir inci sandığı keşfettim.”

Yazar Kudret Altun ile dostluğumuz fakülte yıllarına kadar iner. Yetmiş Sekiz Kuşağı’nın kendine has bir zaman ve mekan algısı vardır. Bu kuşak Türkiye’yi günümüze ulaştıran zaman diliminin sınırlarında bir yerde durur. 12 Eylül askeri darbesi bu kuşağı silip süpürdükten sonra kendi kuşaklarını inşa etti. Yazarın duygu dünyasını kavramak için böyle bir girişe ihtiyaç vardı.Kudret Altun, uzun yıllar kaldığı ve akademik hayatını sürdürdüğü İtalya’da İtalyanca öğrenmiş, orada çok az kişinin ulaşabileceği üniversite kütüphanelerine, arşivlerine, koleksiyonlarına ulaşmış. Bunları okumakla kalmamış, adete geçmişin hazinelerini keşfetme heyecanıyla yutmuş, onların dünyalarına girmiş, oralarda geçirdiği tarihsel zamanlardan duyduğu etkileşimleri yetmiş sekiz kuşağına has duygusallıkla eserinin girişinde okuyucusuyla paylaşmış. Şöyle diyor Kudret Altun: “İtalya’da atalarımın izlerini sürerken arayan ya Mevlası’nı ya yazmalarını bulur misali Bologna Üniversitesi kütüphanesinde bir özel koleksiyon içinde hakiki bir inci sandığı keşfettim.”