Yerleşim alanlarının belirlenmesinde,yaşatılmasında ve yeniden yapılanmasında çevre jeolojisi ve yerleşim (kent) jeolojisinin yeri

İnsan ve toplumdan oluşan "İnsan Çevresi" ile onu kuşatan "Yapay Çevre" ve "Doğal Çevre", "İnsan Yerleşimi" ya da daha dar kapsamda "Yerleşim Alanı" olarak adlandırılır. Kendi içinde ve biribiri arasında "uyumlu" olmak zorunluluğu bulunan bu öğelerin, yerleşim alanı planlama aşamalarına ve bu aşamalardaki zorunlu jeolojik çalışmalara dayandırılmadan tesis edilmeleri sonunda; kentleşme öncesinde, mevcut kentlerde ve kentlerin yeniden yapılanması sırasında bir çok hayati sorunla karşılaşnmaktadır. Neredeyse tümüyle jeolojik kökenli olan bu sorunlar başlıca iki grupta toplanabilir. Bunlar; yerleşim planlamasının daha ilk aşamasında bile öngörülebilecek olan "etkinlik taşıyabilecek doğal afetleri (deprem, kütle hareketi, taşkın, vb.) ve yerlerini belirleme çalışmalarına gereken önemin verilmemesi ve varlığı belirlenemeyen böyle yörelerin ileride hayati sorunlara gebe yapay çevre birimlerine açılması" ile "bölgedeki doğal kaynak varlığının (içme-kullanma-endüstri suyu, inşaat-hafifyapı-dolgu-döküm ve kimyasal kullanım malzemesi, tuğla-kiremit-seramik-çimento-kireç hammaddesi, vb.) belirlenerek temin yerlerinin rezerve edilmemesi, bu yerlerin başka amaçlar için kullanılması veya varlığı sonradan farkedilen bir doğal kaynaktan ya hiç yararlanılamaması ya büyük oranda zarar gördükten sonra yararlanılmaya çalışılması ya da bu yeraltı zenginliğinin başka bölgelerden sağlanılmasına gidilmesidir. Böylece kısıtlı para ve zamanda kayıplar, kentleşme ve yaşam maliyetinde artışlar oluşturulmakta,mevcut doğal kaynaklar elden çıkmakta ve su ürünleri, kıyılar, ormanlar, tarım toprakları, doğal anıtlar, kültür mirasları ve rekreasyon alanları türünden doğal ve kültürel zenginlikler yokolmaktadır. Bu sakıncaların yanısıra afet alanlarının belirlenmeyişine bağlı olarak; oturma, çökme, taşkın, su-toprak-hava kirliliği ve yerüstü-yeraltı su potansiyelinin tükenmesi gibi ciddi teknik sorunlara ve en önemlisi bir "göç" olgusuna neden olunmakta ve çarpık kentleşmeler şekillendiren güvensiz yerleşim alanları oluşmaktadır.

Role of environmental and urban geology in delineating,prospering and re-constructing the settlement areas

"Human Environment" consisting of human and society which has been surrounded by "Created Environment" and "Natural Environment", is called "Human Settlement" or "Settlement Area". Unestablishment of these environments and especially to the obligatory geological investigations without suitable planning stages of settlement areas, suitability in each environment and harmonics among them have,not been building and therefore many problems have been occuring at duration of before urbanizing, in present settlement areas and restruction works for getting old settlements. It is possible to collect all the geologically originated problems, in two main groups. One group is "the lack in determining and pre-serving the natural resources (fresh-domestic water, construction-light structure-filling-casting and chemically usable material, raw material for brick-roof tile-porcelain-cement-lime, etc.) to usefor different purposes and also to abandon or destroy when a natural resource determined later". As a result of this trying to obtain mentioned natural resources from other areas waste money and time and increase the cost of living and urbanization. Other group is not "to recognize any potential disaster areas (earhquake, mass movement, flooding, etc.) and to open these kind of areas to problem creating settlement areas". Also, it is not possible to protect many natural richness such as water products, coasts, forests, agricultural soils, natural monuments, cultural heritages and recreational areas. All these geologically originated problems are the main reason of the serious urbanization problems in future, such as subsidence and collapse, flood, water-soil-air pollution and exhaustion of surface and groundwater potential, even a "migration" reality into metropols. -

___