Temsilden Eyleme: Dadaizm ve Sürrealizm’de Bir Karşı-Sanat Formu Olarak Yürüme Eylemi

Antik Yunan’daki gezgin filozoflardan, flâneur’e ve günümüzün sadece yürüme eylemini içeren çalışmalar üreten sanatçılarına gelen süreç içerisinde, yürüme eylemi yüzyıllar içerisinde farklı anlamlara bürünmüştür. Antik Yunan Felsefesinden Romantizme uzanan çizgide, yürüme eylemi bir deneyim alanı ve radikal bir tutum olarak kodlanmıştır. Hac yürüyüşçüleri, yaya, flâneur, takipçi gibi birçok farklı anlam kategorisinde isimlendirilen yürüyüş yapanların tarihselliğinde, yürüme eylemi felsefe, şiir, roman, manifesto gibi farklı alanlarda kendisini gösterirken, sanat başlığı içerisinde de tespit edilebilmektedir. Bu çalışmada 20. yüzyılın ilk yarısının avangard sanat akımlarından Dadaizm ve Sürrealizm’de görülen yürüme eylemleri ve bu eylemlerin etkileri incelenmektedir. Böylece araştırmanın, günü- müzde yürüme eylemine dayalı sanatsal üretimlerin kökenine dair bir tarihsel arka plan oluşturması amaçlanmaktadır.

From Representation to Action: Walking as an Anti-Art Form in Dadaism and Surrealism

In the period that from peripatetic philosophers in Ancient Greece to flâneur and to the artists who produce works that just include walking action, walking has been having different meanings throughout the centuries. In the lines from Ancient Greek Philosophy to Romanticism, walking was coded an experimental field and a radical attitude. In the historical perspective, walkers that referred to many different meaning categories such as pilgrim, pedestrian, flâneur, stalker; walking shows itself in the fields like philosophy, poetry, novel and manifesto. This also can be determined in the headline of art. In this study, walking actions that were seen in the avant-garde art movements of the first half of the 20th century, Dadaism and Surrrealism and the impacts of these actions are examined. Therefore, it is aimed that this study can form a historical background for the roots of the artworks based on walking in our day.