DİLSEL DELÂLETLERİN ŞERİAT HÜKÜMLERİ ÜZERİNDEKİ ETKİSİ

Fıkıh ile dil arasında kuvvetli bir bağ bulunmaktadır. Çünkü fıkıh usûlü, Kur’an ve sünnet dilinden faydalanmaktadır. Kur’an ve sünnetin ana maddesi ise cümle ve kelime bilgisi ile gerçek anlam ve mecaz anlamıyla dildir. Bu nedenle âlimler, Arap dilinin sırlarını anlaması ve dilin kuralları aracılığıyla fıkıh hükümlerini okuması gerekir. Dil bilgisi, fıkıh hükümlerinin oluşturulmasında önemli olup harflerin anlamlarına göre detaylandırılmıştır. Dilbilimsel kullanımlarındaki çeşitli kaidelerin her bir kelimenin kendi bağlamındaki önemini anlayarak anlamı değiştirmeye ve yargıyı değiştirmeye etkisi vardır. Bu yüzden usûl ilminde âlim olanlar, kelimenin Arapçadaki delâletleri ile anlamlarını şeriatın amaçlarına dilin inceliklerinden, cümle ve kelime bilgisinden istifade ederek ulaşırlar.
Anahtar Kelimeler:

Fıkıh, Nahiv, Dil, Anlam, Delâlet

EFFECTS OF THE LANGUAGE SIGNS IN THE ISLAMIC SHARIA

There is a close connection between jurisprudence and language, because the principles of jurisprudence revolve around the sphere of "the book- Quran and the Sunnah" and the subject of the Quran and the sunnah is Arabic language with its morphology and its grammar and its truth and metaphorically .Therefore, Sharia scholars are required to understand the secrets of Arabic language and to read jurisprudence provisions by language grammar. The since of grammar is important in establishing jurisprudential provisions, so it details the words meaning and their fluctuations in their linguistic uses and they have its effect on changing the meaning and judgement by understanding significance of each of them in their context. The jurist in the science of origins does not cease to study the subtleties of the language by its grammar and morphology in order to reach the purpose of (Sharia) through the word links in Arabic language and its meanings that can differ according to the context.

___

  • Ebû Zür’a, Ahmed b. Abdurrahim. Gaysu’l-hâmî şerhu cem‘i’l-cevâmi‘. thk. Muhammed Tamer Hicazi. Beyrut: Daru’l-Kütübi’l-İlmiyye, 2004.
  • ed-Debûsi, Abdullah b. Ömer. Takvimu’l-edille fî usûli’l-fıkh. thk. Halil Muhyiddin el-Meys. Beyrut: Daru’l-Kütübi’l-İlmiyye, 2001.
  • el-Batalyevsî, Abdullah b. Muhammed. el-İnsâf fî’t-tenbîh ale’l-meânî ve’l-esbâb elletî evcebeti’l-ihtilâf. thk. Muhammed Rıdvan ed-Dâye. Beyrut: Daru’l-Fikr, 1403.
  • el-Hakim en-Neysâbûri, Muhammed b. Abdullah. el-Müstedrek ale’s-sahihayn. Beyrut: Daru’l-Marife, 1998.
  • el-İsnevi, Abdurrahim b. el-Hasan. el-Kevkebü'd-dürrî fîmâ yeteharracu ale’l-usûli'n-nahviyye mine'l-fürû‘i'l-fıkhiyye. thk. Muhammed Hasan Avvâd. Amman: Dâru Ammâr, 1405/1985.
  • el-İsnevi, Abdurrahim b. el-Hasan. et-Temhîd fî tahrîci'l-fürû ale’l-usûl. thk. Muhammed Hasan Heyto. Beyrut: Müessesetü’r-Risâle, 1400/1980.
  • el-Müttakî el-Hindî, Ali b. Hüsamüddîn. Kenzü’l-ummâl fi süneni’l-akvâl ve’l-ef‘âl. thk. Bekrî Hayyânî – Safvet es-Sekâ. Beyrut: Müessesetü’r-Risâle, 1981.
  • eş-Şâtıbî, İbrahim b. Musa. el-Muvâfakât. thk. Meşhûr b. Hasan Âlu Selmân. Kahire: Daru İbn Affân, 1997.
  • eş-Şîrâzî, İbrahim b. Ali. el-Lum‘a fî Usuli’l-Fıkh. Beyrut: Daru’l-Kütübi’l-İlmiyye, 2003.
  • es-Sübkî, Ali b. Abdülkâfî. el-İbhâc fî şerhi’l-minhâc. Beyrut: Daru’l-Kütübi’l-İlmiyye, 1995.
  • es-Suyuti, Abdurrahman b. Ebî Bekr. el-İtkân fî ulûmi’l-Kur’ân. thk. Muhammad Ebu’l-Fadl İbrahim. Kahire: el-Hey’etü’l-Mısriyyetü’l-Âmme li’l-Kütüb, 1974.
  • ez-Zaferî, Ali b. Akîl. el-Vâdıh fî usuli’l-fıkh. thk. Abdullah b. Abdülmuhsin et-Türkî. Beyrut: Müessesetü’r-Risâle, 1999.
  • İbn Ebi Şeybe, Abdullah bin Muhammed. el-Musannef fî’l-ehâdîsi ve’l-eser. thk. Kemal Yusuf el-Hut. Riyad: Mektebetü’r-Rüşd, 1409.
  • İbn Haldun, Abdurrahman b. Muhammed. Mukadimatu İbn Haldun. Beyrut: Daru’l-kalem, ts.
  • İbn Kuteybe, Muhammed b. Abdullah b. Müslim. Te’vîlu müşkili’l-Kur’ân. Kahire: Darü’t-Türâs, 1973.