MUSTAFA KUTLU’NUN “BU BÖYLEDİR” HİKÂYESİ İLE YILDIZ RAMAZANOĞLU’NUN “MEHTAP TURU” ADLI ESERİNDE SİMÜLATÖR/SİMÜLASYON

Simülatör kelimesi, Latince “benzer” anlamına gelen similis sözcüğünden türetilmiştir. Simülatör, Türkçe’de “öğrencelik” kelimesiyle karşılanmaktadır. “Benzetim” ve “öğrence” anlamlarına gelen Simülasyon ise, “simulare” köküne dayanan “simülatör” sözcüğünden doğmuştur. Simülasyon, daha çok sanal ortamda, gerçeğin modelinin oluşturulması; simülatör ise, farklı maksatlarla gerçeğe benzetilerek onun yerine kullanılan, hatta gerçeğin yerini alan araç, eşya, nesne ve mekânlar için kullanılmaktadır. Daha çok teknik bir terim olarak literatürde yer alan her iki sözcük, Mustafa Kutlu ile Yıldız Ramazanoğlu’nun hikâyelerinde kelimelerin anlamlarına paralel bir biçimde soyut yeni bir anlam kazanır. Mustafa Kutlu’nun, Bu Böyledir’inde ve Yıldız Ramazanoğlu’nun Mehtap Turu isimli öyküsünde simülasyon ve simülatör; benzeri/modellemesi yapılmış bir eşya, araç, nesne ya da sınırlı bir mekân yerine bütün bir dünya/evren için kullanılır. Her iki hikâyede de dünya, büyük bir simülatöre benzetilir. Bunun farkına varmayan ve dünyayı ahiret hayatına tercih edip onu gerçek zanneden kahramanlar, bu simülatöre hapsolup içinde kaybolur ve kendilerine bu labirentten bir türlü çıkış yolu bulamazlar. Bu çalışmada, zikredilen hikâyeler merkeze alınarak, ahiret hayatına nispetle gerçek olmayan; ama kahramanlar tarafından gerçek zannedilen ve her iki yazara göre de “simülatör”den farkı bulunmayan “dünya”yı, Mustafa Kutlu ile Yıldız Ramazanoğlu’nun lunapark ve mehtap gezintisi metoforlarıyla nasıl kurguladıkları irdelenecektir.

SIMULATOR / SIMULATION IN MUSTAFA KUTLU’S STORY “BU BÖYLEDİR” AND YILDIZ RAMAZANOĞLU’S WORK “MEHTAP TURU”

The word simulator was derived from the Latin word similis meaning “similar”. The counterpart of the word simulator in Turkish is “öğrencelik”. The word simulation meaning “benzetim” and “öğrence” in Turkish was derived from the word “simulator” the origin of which is based on the word simulare. Simulation is mostly used in the meaning of modelling the reality in the virtual environment; simulator is used for the means, items, objects and places which are used instead of real objects by making them look like the realia and sometimes substitute for realia. Both of the words, mostly used as technical terms in the literature, gain new abstract meanings, paralelling the real meanings, in the stories of Mustafa Kutlu and Yıldız Ramazanoğlu. In Mustafa Kutlu’s “Bu Böyledir” and Yıldız Ramazanoğlu’s “Mehtap Turu”, the words simulation and simulator are used to address the whole universe instead of an item, means, object or a limited place, the identical counterpart of which is constructed. In both of the stories, the world is likened to a grand simulator. The heroes, who are not aware of this and who think that it is real, are imprisoned in this simulator and disappear and they can never fiand a way out.             In this study, how Mustafa Kutlu and Yıldız Ramazanoğlu fictionalise the “world”, which is not real but perceived as real by the heroes and isn’t different from a “simulator” for both of the authors, with fun fair and a walk under moonlight metaphors will be investigated taking the stories into the centre.

___

  • BAUDRIALLARD, Jean (2011). Simülakrlar ve Simülasyon, Ankara: Doğu Batı Yayınları.
  • DİRİN, İlyas (1999). “Mustafa Kutlu ile Öykücülüğü Üzerine”, Hece, s. 33-34.
  • GÜLPINAR, Yasemin (2013). Yıldız Ramazanoğlu'nun Hayatı, Sanatı ve Eserleri, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Kırşehir: Ahi Evran Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.
  • Haz. ALTUNTAŞ, Halil – ŞAHİN, Muzaffer (2009). Kur’an-ı Kerim Meâli, Ankara: Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları.
  • KUTLU, Mustafa (1987). Bu Böyledir, İstanbul: Dergâh Yayınları.
  • RAMAZANOĞLU, Yıldız (2007). Derin Siyah, İstanbul: Timaş Yayınları.