Avrupa'dan Türkiye'ye Yahudi Göçünün Stratejik Olarak Kullanılması (1880-1920)

Doğu Avrupa'dan ve Rusya'dan gelen Osmanlı vatandaşı Yahudilerin gümrük ofislerinde gerekli prosedürlerden geçtikten sonra ülkeye girmelerine izin verilmişti. Ancak, 1890'larda, Osmanlılar Yahudi göçüyle basa çıkmakta zorlanmıştı. Yabancı devletlerin vatandaşları gizlice Osmanlı topraklarına giriyordu. Britanyalılar, Suriye ve Arabistan'da Osmanlı Devletine karsı belli bir siyasi çizgiyi takip ediyordu. Filistin'deki Yahudi yerleşimleri artık uluslararası alanda siyasi bir kart haline gelmişti. Osmanlı Devleti yabancı ülkelerin politikalarıyla ilgili şüpheler taşımaktaydı ve aynı dönemde, Yahudi Siyonist Örgütü kurulmadan önce, Filistin'deki Yahudi kolonilerinin sayısı 20'ye ulaşmıştı. Koloniler bir tür özerklik içinde organize olmaya başlamış ve hatta para bastırmıştı. Bunun ardından, II. Abdülhamid Yahudilerin toprak almasını ve yolculuk yapmasını sınırlandırmıştı. Ancak II. Abdülhamid kapitülasyonlar ve siyasi zayıflık yüzünden istediğini elde edememişti. Yahudilere karsı planlarında başarıya ulaşamayan Abdülhamid yönetimi, Yahudi göçünü Filistin dışındaki bölgelere, örneğin İzmir, Selanik ve Bursa'ya yönlendirmeye çalışmıştı. Amaç, Yahudileri Selanik'te Bulgarlara karsı ve Batı Anadolu'da Yunanlara karsı kullanmaktı. 1908'den sonra da Yahudi politikasında büyük bir değişiklik yaşanmamıştı. Osmanlı topraklarına Yahudi göçünü durduramayan İttihat Terakki, Yahudileri İzmir, Selanik, Bursa, Makedonya ve Mezopotamya'ya yerleştirmeyi tercih etmişti.

Strategic Use of Jewish Migration from Europe to Turkey (1880 – 1920)

Doğu Avrupa'dan ve Rusya'dan gelen Osmanlı vatandaşı Yahudilerin gümrük ofislerinde gerekli prosedürlerden geçtikten sonra ülkeye girmelerine izin verilmişti. Ancak, 1890'larda, Osmanlılar Yahudi göçüyle basa çıkmakta zorlanmıştı. Yabancı devletlerin vatandaşları gizlice Osmanlı topraklarına giriyordu. Britanyalılar, Suriye ve Arabistan'da Osmanlı Devletine karsı belli bir siyasi çizgiyi takip ediyordu. Filistin'deki Yahudi yerleşimleri artık uluslararası alanda siyasi bir kart haline gelmişti. Osmanlı Devleti yabancı ülkelerin politikalarıyla ilgili şüpheler taşımaktaydı ve aynı dönemde, Yahudi Siyonist Örgütü kurulmadan önce, Filistin'deki Yahudi kolonilerinin sayısı 20'ye ulaşmıştı. Koloniler bir tür özerklik içinde organize olmaya başlamış ve hatta para bastırmıştı. Bunun ardından, II. Abdülhamid Yahudilerin toprak almasını ve yolculuk yapmasını sınırlandırmıştı. Ancak II. Abdülhamid kapitülasyonlar ve siyasi zayıflık yüzünden istediğini elde edememişti. Yahudilere karsı planlarında başarıya ulaşamayan Abdülhamid yönetimi, Yahudi göçünü Filistin dışındaki bölgelere, örneğin İzmir, Selanik ve Bursa'ya yönlendirmeye çalışmıştı. Amaç, Yahudileri Selanik'te Bulgarlara karsı ve Batı Anadolu'da Yunanlara karsı kullanmaktı. 1908'den sonra da Yahudi politikasında büyük bir değişiklik yaşanmamıştı. Osmanlı topraklarına Yahudi göçünü durduramayan İttihat Terakki, Yahudileri İzmir, Selanik, Bursa, Makedonya ve Mezopotamya'ya yerleştirmeyi tercih etmişti.