YÛNUS EMRE VE HACI BEKTAŞ VELİ ARASINDA GEÇEN MENKIBEYE PSİKANALİTİK BİR YAKLAŞIM

Menkıbeler, sembol, metafor ve alegori gibi çeşitli söz sanatlarının anlatımlarıyla aktarıldığından böylesine mitik bir dile yaklaşılırken hayattan ve varlık alanından koparmamak gerekir. Birer temsil olan dil, varlıktan koparılırsa yapısı gereği gösterilenin binlerce göstereni olan psikotik söylemin eşiğine varan yorumlamalara gidilir. Menkıbeye göre Hacı Bektaş-ı Velî’den buğday isteyen Yûnus’a, Hünkâr “nefes” vermeyi teklif eder. Yûnus buğdayda diretir. Hacı Bektaş, Yûnus’a dilediği kadar buğday verilmesini emreder. Buğdayı alan Yûnus "nasip sundular, alıcımın her çekirdeği başına on nefes verdiler, razı olmadım. Olmayacak iş ettim, gâfil oldum. Bu buğday bir nice gün içinde tükenir, nefes ise, ölünceye dek tükenmez. Ola ki, himmet ettikleri nasibi vereler” düşünceleriyle Hacı Bektaş dergâhına geri döner. Oradakilere, "buğday gerekmez o himmet olunan nasibi versinler" der. Yûnus'un sözleri Hünkâr’a arz edilir. Hacı Bektaş “Biz o kilidin anahtarını Tapduk Emre'ye verdik, varsın nasibini ondan alsın” sözleriyle karşılık verir. Psikanalitik açıdan bakıldığında Yûnus, Hacı Bektaş’a duyumsadığı eksikliği, boşluğu doldurmak için bir gösteren aramak, anlam ihtiyacını karşılamak amacıyla gitmez. Yokluk veya varlık kaygıları için başvurmaz. Yaşamla ve insanlarla ilişkilerini düzenleyecek gerçek, sert, temel madde buğdayı istemekle yetinir. Hacı Bektaş’ın etrafındaki aşkın, yüce simgesel ağdan, habersizdir. Çünkü Hacı Bektaş ile Yûnus hem bedensel tözlerin zamanı (Kronos), hem oluşun zamanını (Aion)’nı aynı yaşanmaz. Yûnus’un sonradan kararını değiştirmesinin nedeni Hacı Bektaş’ın içine attığı, aklına yerleştirdiği aşkın gösterilen olarak kavramsallaştırılan “nefes”tir. Yûnus, elindeki varlık olan buğdayı değil, eksik olan aşkın gösterilen “nefes”i düşünür. Bu durum birinin bizlere “mutlu musun?” sorusunu sorup, iç dünyamıza mutsuzluğu yerleştirmesine benzerdir. Yûnus bütün yaşamında ontik eksikliğin yerini Tapduk’un dergâhındaki gösterilerle doldurmaya çalışacaktır.

___

  • Adkins, B. (2020). Arzu ve ölüm-Hegel, Heidegger, Deleuze-. (Çev. A. K. Gülen). Ankara: Fol Kitap.
  • Benslama, F. (2005). İslam’ın psikanalizi. (Çev. I. Ergüden). İstanbul: İletişim Yayınları.
  • Eagleton, T. (2004). Edebiyat kuramı. (Çev. T. Birkan). İstanbul: Ayrıntı Yayınları.
  • Eagleton, T. (2011). William Shakespeare. (Çev. A. C. Yalaz). İstanbul: Boğaziçi Yayınevi Yayınları.
  • Evans, D. (2019), Lacancı psikanalize giriş sözlüğü. (Çev. T. Sivrikaya-U. Y. Kara). İstanbul: Islık Yayınları.
  • Lear, J. (2006). Mutluluk, ölüm ve yaşamın artakalanı. (Çev. B. Büyükkal). İstanbul: Metis Yayınları.
  • McGowan, T. (2018). Sahip olmadığımız şeyin keyfini sürmek. (Çev. K. Güleç). Ankara: İmge Kitapevi.
  • Megill, A. (1998), Aşırılığın peygamberleri, (Çev. T. Birkan). Ankara: Bilim Sanat Yayınları
  • Spiegelberg, H. (2021). Fenomenolojik hareket. (Çev. S. Bayazit). İstanbul: Pinhan Yayıncılık.
  • Şen, C. (2012). Bir külliyat ışığında Yunus Emre’nin hayatı, eserleri ve tasavvuf felsefesi, E. Okumuş. (Haz.), 13. yüzyıldan 21. yüzyıla Yunus Emre. (135-223). İstanbul: İnsan Yayınları.