Öykülerle Tarih Öğretimi Yaklaşımı

Bu araştırma, 2002-2003 Eğitim-Öğretim yılında nitel araştırma tekniklerine dayalı olarak yapılmıştır. Araştırma iki aşamadan oluşmaktadır. Birinci aşamada tarafımızdan Selçuklu Devleti'nin tarihsel gelişimini konu alan bir öykü yazılmıştır. İkinci aşamada bu öykü öğretmenlik uygulaması kapsamında sosyal bilgiler öğretmen adayları tarafından uygulanmış, elde edilen veriler VCD teknolojisi vasıtasıyla kaydedilmiştir. Verilerin değerlendirilmesinde öğrenci-öğretmen, öğrenci-öğrenci, öğretmen-grup arasında soru-cevap ve diğer biçimlerde geçen diyalogların ve öğrencilerin öğrenme ürünlerinin yorumsal analizlerine yer verilmiştir. Araştırmadan elde edilen sonuçlara göre, öykülerin öğrencilerin tarihsel anlamalarının gelişiminde önemli bir işlevi olduğu ve yaygın pedagojik kanının savunduğu "öğrenmenin somuttan soyuta gerçekleşeceği" ilkesinin aksine, ilköğretim çağı öğrencilerinin "soyuttan somuta öğrenebileceği ve çocukluğun kendine özgü bir soyut düşünme tarzı olduğu" sonucu ortaya çıkmaktadır. Öyküler bu soyut düşünme potansiyelini ortaya çıkarıcı ve geliştirici bir araç olarak kabul edilebilir. Tarih ilgilendiği konular itibariyle soyut bir alandır. Öyküler soyut düşünmeyi geliştirmede ve dolayısıyla tarihsel anlamanın gerçekleşmesinde önemli role sahiptir. Araştırma, tarihsel öykülerin sosyal bilgiler derslerinde kullanımına ve kullanımda dikkat edilmesi gereken hususlara yönelik öneriler sunmaktadır.

This research was undertaken between 2002 and 2003 by using qualitative research techniques. The study consists of two phases. In the first stage a story was written by the researchers about Anatolian Seljuks History. In the second stage, this story was taught and the lessons were video recorded. Interpretative analyses were made of dialogue between pupil-teacher, pupil-pupil and teacher-group and of pupils' creative work undertaken during the lesson. According to the findings of this study historical stories have important functions in the development of pupils' historical understanding, and contrary to the principle of the progressive approach, which asserts learning develops in rigid sequential stages which are qualitatively different, moving from concrete to abstract thinking, it is understood that primary students can learn from abstract to concrete. We shall call this 'abstract thinking specifıc to childhood'. Stories can be used as vehicles for exposing and developing this potential. History has an abstract nature so it may be said stories have an important role in developing abstract thinking and historical understanding. This study offers some suggestions for consideration in teaching history.