اشعار دستنویس شاعر ایرانی قرن شانزدهم دربارعثمانی هاشم عجم

Osmanlı’nın kurulmasıyla Türkçe devletin resmî dili haline gelse de Farsça, şiir ve edebiyat dili olmaya devam etmiştir. Farsça sadece edebiyat ve şiir alanında kalmayarak Osmanlı padişahlarının öğrenmesi gereken diller arasında olmuştur. Osmanlı padişahlarının bir kısmı edebî bir zevke sahipti ve Farsça şiirler yazmıştır. Bunda Fars dili ve kültürünün etkisi oldu. Farsça konuşan bilim adamları, şairler, yazarlar ve düşünürler, sığınacak bir yer bulmak için Anadolu’ya gelmişlerdir ve Osmanlı sultanlarının meclisinde itibar ve saygı kazanmak için onları metheden şiirler yazmışlardır. 16. yüzyıldan itibaren İran ile Osmanlılar arasındaki mücadelelerin başlamasıyla birlikte İran uleması ve edebiyatçılarının Osmanlı İmparatorluğu'na göçü artmıştır. Bu âlim, şair ve sanatkârların Osmanlı Devleti'ne göçü bazen isteyerek bazen zarurî sebeplerle gerçekleşmiştir. Bu süreç Yavuz Sultan Selim zamanına kadar devam etmiştir. Kanunî Sultan Süleyman'ın saltanat yıllarına denk gelen hakimiyet ve ihtişam çağında, Osmanlı yönetimi farklı alanlarda da ilerleme kaydetmiştir. Bu gelişmelerden biri de edebiyat ve şiirdir. Bu dönemde çeşitli etkenlere bağlı olarak eser sayısı artmış ve farklı edebî türler neşredilmiştir. Buna etki eden en mühim sebep İranlı edîplerin Osmanlı İmparatorluğu’na doğru göç etmeleriydi. Bu şairler Farsça şiirler yazarak bu alanda varlık göstermiş ve bu faaliyetleri diğer Osmanlı şairleri gibi Yavuz Sultan Selim ve Kanunî Sultan Süleyman’ın ilk dönemlerinde Osmanlı şiir ve edebiyatının gelişmesine katkılarda bulunmuşlardır. Osmanlı sarayında bulunan bu İranlı şairler arasında bu makalede incelenen Hâşim-i Acem'den bahsedebiliriz