DİNSEL BİREYCİLİK: TEHDİT Mİ, FIRSAT MI?

Bir toplumsal fenomenin tehdit mi yoksa fırsat mı olduğu sorusuna verilecek cevap normatiflik, yani değer yargısı taşıma tehlikesine sahiptir. ‘Tehlike’liği, Weber’in genelde sosyal bilimler ve özelde sosyoloji için en önemli metodolojik düsturlardan biri dediği “değerden bağımsızlık” açısından hassas davranmayı gerektirir. Görünen odur ki modernleşmiş ve modernleşen toplumlardaki bireycileşme eğilimi yadsınamaz bir hale gelmektedir. Türkiye de dünyadaki jeopolitik konumu, Osmanlı’nın son döneminden bu yana yaşanan “batılılaşma” ideolojisi ve Avrupa Birliği’ne geçiş süreci gibi faktörlerin etkileriyle “modernleşme” denen toplumsal durumla –ister beğenelim, ister beğenmeyelim– karşı karşıyadır. Ezcümle ülkemizde modernitenin unsurlarından kabul edilen “bireycileşme/bireycilik” ve beraberinde onun din uzantılı türevi “dinsel bireycilik”in yaşanma ihtimali görmezden gelinemez. Buradan hareketle sözkonusu sosyo-dinî fenomenin ne anlama geldiği, doğum yeri diyebileceğimiz Batı medeniyetinde ne gibi türevlerinin bulunduğu ve toplumsal-dinî sonuçları bizim için önem taşımaktadır. 
Anahtar Kelimeler:

DİNSEL, normatiflik, metodolojik

Religious Individualism: Threat or Opportunity?

Religious individualism is seen as a yield of modernity in the sociology of religion. This phenomenon which must be seen apart from radical individualism places both individual preferences and religion in the center of actions of an indi- vidual. “Religious individuals” refer not to institutional religion, but to their own states of consciousness about how they should act in their socio-religious lives. So this situation means a danger for the plausibility structure of the communal (ge- meinschaftliche) institutions in modern era. This article will discuss social aspects of both gaining and missing of the religious individualism