KARASULARININ SINIRLARININ TESPİTİ VE İÇ SULARIN HUKUKİ REJİMİ

Bir devletin kara ülkesine bitişik olan deniz kısmı da o devletin ülkesinden sayılır. Devletin ülkesinin kara, hava ve deniz kısımlarından oluştuğu bilinen bir gerçektir. Devletin ülkesi üzerinde, idari, siyasi ve hukuki hakimiyeti ve hükümranlığı tamdır. Bir devletin en önemli deniz ülkesi, o devletin kara ülkesine bitişik olan içsular ve karasularıdır. Bunların yanında devlet, Bitişik Bölge, Kıt’a Sahanlığı, Münhasır Ekonomik Bölge, Derin Deniz Yatağı, ve Açık Deniz’de de sınırlı yetkilere sahiptir. İçsular bir devletin kara ülkesi ile karasularının iç hududu arasında bulunan deniz kesimidir. Koylar, körfezler, limanlar, içdenizler ve demirleme yerleri içsulardan sayılmaktadır. İçsuların dış hududu, karasularının iç hududunu teşkil eder. Karasuları, içsuların dış hududunu teşkil eden esas hatlardan başlamak üzere milletlerarası hukukun bugün için tanıdığı azami 12 deniz mili mesafeye kadar uzanabilen kıyıya bitişik bir deniz sahasıdır. Devletin ülkesinin bir parçası sayılan deniz kısımlarının hudutlarının tespit edilmesi, milletlerarası seyrü sefer, iletişim, başta balıkçılık olmak üzere tabii kaynakların ve zenginliklerin kullanılması ve işletilmesi bakımından çok önemlidir. Karasularının iç ve dış sınırlarının tespitinde normal, tam ve takımadavâri (arşipélik) esas hatlar olmak üzere üç usul kabul edilmektedir. Normal esas hat kıyı boyunca uzanan en düşük cezir hattıdır. Bu, milletlerarası hukukta kabul edilmiş ve yerleşmiş olan bir kuraldır. Bu düz esas hat, girintili ve çıkıntılı kıyılarda uygun noktaların birleştirilmeleriyle elde edilen hattır. Yalnız birbirine karşı veya birbirine bitişik kıyısı olan devletler arasında, karasularının dış hududunun tespiti için yerleşmiş bir kaide yoktur. Üç tarafı denizlerle çevrili olan ülkemiz açısından deniz hukukunu bilmek çok hayati ve önemli bir mecburiyettir. İç sular devletin kara ülkesinden sayılmaktadır. Bu bakımdan kıyı devletinin içsularda idari, siyasi ve teşrî hakimiyeti tamdır. İslâm hukukunun temel kaynaklarında milletlerarası hukukun ortaya koyduğu kuralları olduğu gibi reddeden herhangi bir nassa rastlanılmamıştır. Aksine Türkiye hariç hemen hemen halkı Müslüman olan bütün devletler milletlerarası anlaşmaları onaylamışlardır

KARASULARININ SINIRLARININ TESPİTİ VE İÇ SULARIN HUKUKİ REJİMİ

The sea adjacent to the mainland of a coastal state is regarded as the territory of that state. It is a known fact that a state’s territory is constituted of land, sea and air space. The coastal state enjoys full administrative, political and juristic sovereignty over its territory. One of the most important territorial parts of a coastal state is its internal waters adjoining its territorial sea. Besides it has limited sovereignty over contiguous zone, exclusive economic zone, continental shelf and high seas. Internal waters are those waters which lie landward of the baseline from which the territorial sea and other maritime zones are measured. Thus, internal waters of a maritime character mostly comprise bays, estuaries and ports, and waters enclosed by straight baselines. The outer boundaries of internal waters constitute the inner boundaries of the territorial sea. The territorial sea is the adjacent sea zone, starting from the baselines of outer boundaries of internal waters, and extending up to 12 miles which is recognised by international law. There is a significant need for delimitation of maritime boundaries in order to avoid disputes and uncertainties over the right to exercise sovereignty, sovereign rights or jurisdiction and to exploit resources. As regards to the Islamic law, regulations which are established by international law are not totally rejected. On the contrary, all Muslim countries, except Turkey, have ratified international treaties. 

___

  • Cumhuriyet Üniversitesi
  • İlahiyat Fakültesi Dergisi
  • Cilt: VII / 1, s. 61-83
  • Haziran-2003-SİVAS
  • KARASULARININ SINIRLARININ TESPİTİ VE İÇ SULARIN HUKUKİ REJİMİ
  • Hakkı Aydın∗