Kur’ân’da “Alîm” İsmi ve Geçtiği Âyetlerle İlgisi

Kur’ân-ı Kerim, farklı üslûp ve kalıplarda değişik isim-sıfatlarla Allah’ı insanlara tanıtmış, bu isim-sıfatları “el‐esmâu’l-husnâ”[1] diye isimlendirmiştir. Bu isimler, zât‐ı ilâhîyi niteleyen ve tanıtan vasıflar olması sebebiyle Kur’ân’da yaygın bir şekilde; birçok âyette veya âyetin sonunda zikredilmektedir. Allah’ın bu isimlerinin Kur’ân’da rastgele serpiştirilmediği, tek ya da ikili olarak gelen bu isimlerin, geçtikleri âyetlerin ve o âyetlerin içerisinde yer aldığı pasajların muhtevasıyla sıkı bir münâsebet içinde oldukları görülmektedir. Özellikle âyetlerin sonunda zikredilen esmâ-i hüsnâ, hem âyetin anlaşılmasında önemli bir yer tutar, hem de önceki ve sonraki âyet içerikleriyle çoğu zaman sıkı bir anlam ilişkisi içinde bulunur. Kur’ân’da yoğun olarak kullanılan esmâ-i hüsnâdan biri de ‘Alîm’ ismidir. 153 defa Allah’a nisbet edilen bu isim; çoğunlukla esmâ‐i hüsnâdan bazı isimlerle birlikte terkip oluşturmak suretiyle Allah’a nisbet edilmektedir. Kur’ân’ın muhtelif yerlerinde elli beş yerdeyalın hâlde (tek başına) Allah’a izafe edilirken, otuz altı yerde Hakîm, otuz iki yerde Semî, yedi yerde Vâsi, altı yerde Azîz, dörder yerde Habîr, Kadîr, üç yerde Halîm, ikişer yerde Hallâk, Şâkir ve bir yerde de Fettâh isimleriyle birlikte Allah’ı nitelemektedir. “Alîm” isminin birlikte kullanıldığı diğer isimler (esmâ-i hüsnâ) ile geçtiği âyetlerin içerikleriyle olan bağlantısı incelendiğinde tenâsüp/uyum içinde olduğu görülür. [1]el-Esmâu’l-hüsnâ terkibi, “ism”in çoğulu olan “esmâ” ile, “güzel”, “en güzel” anlamındaki “hüsnâ” kelimelerinden oluşmuş olup, Allah’a ait tüm isimleri ifâde etmek üzere “en güzel isimler” demektir. (Geniş bilgi için bkz.: Ebu’l-Kâsım Abdurrahman b. İshâk ez-Zeccâcî, İştikâku Esmâillah, (Thk.: Abdulhüseyin Mübarek), Beyrut, 1986, 255-268.) Bir sıfat tamlaması olan bu terkip, Türkçede daha çok Farsça karşılığı olan “esmâ-i hüsnâ” şekliyle kullanılmaktadır. Biz de söyleyiş kolaylığı ve yaygınlığı açısından çalışmamız boyunca bu terkibin “esmâ-i hüsnâ” şeklindeki kullanımını tercih edeceğiz.

___

  • Kur’ân-ı Kerîm ve Açıklamalı Meâli (Terc.: Komisyon), Ankara, 1999. RÂZÎ, Fahruddin Muhammed b. Ömer,Mefâtîhu’l-Gayb, I-XXXII, 1. baskı, Beyrut, 1981. ZEMAHŞERÎ, Ebu’l-Kâsım Mahmûd b. Ömer, el-Keşşâf an Hakâiki Ğavâmizi’t-Tenzîl ve Uyûni’l-Ekâvil fi Vucûhi’t-Te’vîl, (Thk.: eş-Şeyh Âdil Ahmed Abdulmevcûd ve bşk.), Riyâd, 1998.