Araştırmalarım Macar tarihinin güç devrini kapsar. Kral Matvaş'ın ölümünden sonra, merkezi hükümet idaresi zayıflamış ve yurdumuz iki büyük devletin: Habsburg'larla Türklerin çatışma alanı, iktidar için mücadele sahnesi olmuştu. Erdel'de gâh zayıf gâh kuvvetli özgür beylik kuruluncaya kadar yurdumuzun bir kısmı Habsburg'ların, diğer kısmı da Türk'lerin eline geçmişti. Bu çağın incelenmesinin bizden önceki tarih yazan nesilleri de hayli meşgul ettiği şüphesizdir. Ancak onlar yekdiğerine tamamiyle zıt ve bugün de okuyucuları tesiri altında bırakan görüşler yansıtırlar. Birinci görüşe göre, bizi etkileyen kayıpların ana sebebi Habsbuglardır. Bu yazarlar, Türk dünyası içindeki Macaristan'da, serhadlardaki muhariplerin kendi aralarında tertipledikleri eğlenceli müsabakalar, düellolar, pusuya düşürüşler, pazar yerlerine saldırış ve yağmalar, hulâsa o çağdaki hayatın romantik cihetlerinden başka bir şey görmek istemezler. İkinci zıt görüşün temsilcileri ise, Habsburg'ları mübalağalı savunurken Türk hâkimiyeti devrini karanlık şekilde tasvir ederek, okuyucuda "Osmanlı süvarisinin ayak bastığı yerde ot bitmez" hissini uyandırırlar.