1815-1914 Arasında Rus Dış Politikasına bir Bakış

Napolyon savaşlarının sona erdiği 1815 yılı başlangıcına doğru, Rusya artık Avrupa'daki büyük devletlerden birisi olmak sıfatını kazanmış bulunuyordu. 1914'de, yani Birinci Dünya Savaşı arifesinde ise büyük bir dünya devleti haline gelmişti. 1815-1914 arasında kendisinde daimi kalacak şekilde Avrupa'da toprak kazancında bulunmıyan Rusya'nın 1914 yılındaki batı sınırları 1815'dekinin aynısı idi. Bu durum ise, Rusya'nın XVIII’inci yüzyılda Avrupa'da kaydettiği büyük toprak kazançları yanında, 1815 ila 1856 arasında daha başka fetihlerde bulunacağı yolunda Avrupa kıtasının birçok köşelerinde yayılan söylentilerle bağdaşmıyordu. Rusya'nın XIX’uncu yüzyılda Avrupa'daki genişlemesini durdurmasının sebebleri biraz karışıktır. Böyle de olsa, bunları, diğer Avrupa devletlerinin muhalefeti, Rusya'nın dış politikasını yönetenlerden bazı kişiler arasında İmparatorluğun topraklarının kâfi derecede büyük olduğu fikrinin uyanması ve Avrupa'da daha fazla toprak kazanmaya kalkışmanın tehlikeler doğuracağı sonucuna varılmış bulunması olarak sıralamak mümkündür. Her ne kadar Rusya, Avrupa'daki genişlemesini 1815'den sonra durdurduysa da, Avrupa meselelerinde büyük söz sahibiydi. 1815 ilâ 1856 yılları arasındaki Rusya'nın bu rolü, bazı çevreler tarafindan tam mânası ile ağır basmasa bile oldukça etkili diye yorumlanıyorsa da, aslında Rusya'nın bu rolü kendi bakımından kudretinin zirvesine ulaşmıştı. 1856'dan sonra ise Rusya bu konudaki kudretini biraz kaybetti. Fakat devletin Avrupa meselelerindeki nüfuzu XVIII'inci yüzyıla kıyasla daha devamlı ve daha büyük ölçüde kendisini gösterdi.