İSTİKLÂL HARBİNDE ÇUKUROVA'DA YIKICI FAALİYETLER

Osmanlı Devleti’nin İtilâf Devletleriyle yaptığı Mondros Antlaşması ile I. Dünya Savaşı sona ermişti. İtilâf Devletlerinden Fransa bu antlaşma gereği 1919 yılının sonlarında Çukurova’yı işgale başlamıştı. Fransızlar Cezayir, Hindistan asıllılarla, 1915 yılındaki tehcir uygulaması sonucu çeşitli bölgelere dağıtılan Ermeni kökenli altı tabur askeri işgal bölgesine getirdiler.Türk Millî Mücadelesi’ni organize eden M. Kemal Paşa, bölgenin sivil görünümlü direnişi örgütlemek amacıyla Topçu Binbaşı Kemal, Piyade Yüzbaşı Osman Nuri ve Ali Ratıp beyleri görevlendirdi. İşgal altında yaşamak istemeyen gönüllü milliyetçilerin katılımlarıyla Adana ile çevresinde, her birinin komutasından sorumlu sivil komutanın bulunduğu direnişçi gruplar oluşturuldu. Fransız askerî işgal idaresi yerleşiklerin sempatilerini kazanmak, bölgedeki direnişi olumsuz etkilemek, sömürge uygulamasını pekiştirmek amacıyla propaganda teşkilatı kurdu. Yüzbaşı M. Gisse ve Andrea Konti’nin idaresini yaptığı servis, şehirdeki Ermeni kökenlilerin ve kendi yandaşlarının kurdukları gazetelerle propaganda çalışmalarına başladılar. Kuva-yı Milliye’nin direniş gösterdiği cepheler hakkında bilgi toplamak amacıyla da gizli servisin organize ettiği ajanlar, cephe ve cephe gerilerine geçerek milliyetçiler hakkında bilgi toplamaya başladılar. Fransız İstihbarat Bürosu, Tekelioğlu Sinan Bey lakaplı Yüzbaşı Ali Ratıp’ın imzalı sahte belgelerle, Pozantı’daki direnişçi Kuva-yı Milliye arasına ve Adana’dan göçen halkın arasına ajanlar sokuyor, köylerdeki direnişçileri etkileyerek taraf değiştirmeye zorluyor, Pozantı ve Karaisalı gibi önemli direnişçi merkezlerine seçilmiş ajanlarını göndererek istihbarat çalışmaları yaptırıyorduŞehirde Ali İlmî’nin yayınladığı Ferda, Ata Derviş’in Rehber, Giritli Fanizade İlhami’nin Adana Postası ve Ermenilerin yayınladığı Haysayın, Kilikya, Nero Serve, Adana adındaki gazeteler ile Fransız işgal idaresi lehine yayınlar yaptırılıyor, yerel halkın inançları olumsuz yönde etkilenmeye çalışılmaktaydı. Fransızlar Kuva-yı Milliye yanlısı Alemdar, Yeni Adana gibi gazetelerin şehir merkezine sokulmasını yasaklayarak yaptıkları propagandaları sağlamlaştırmaya çalışıyorlardı. Kuva-yı Milliye tarafı ise M. Kemal’in bilgi ve oluru ile Ahmet Remzi Bey başkanlığında şehirde istihbarat teşkilatı kurdular. İhtiyat Levazım subaylarından Gülekli Mehmet Refik ilçelerdeki istihbarat çalışmalarını yürütmekteydi.Gizli teşkilatın haberleşme ağını Suphi Paşa, Vehbi Necip ve Başmühendis Hilmi beyler yürütmekteydiler. Teşkilat üyelerinin topladığı özel bilgiler Ahmet Remzi Bey’de toplanıp değerlendiriliyor, bilginin önem derecesine göre Vali Celal Bey ile Umum Kuva-yı Milliye Kumandanı Sinan Paşa’ya, Ankara’da Matbuat ve İstihbarat Genel Müdürlüğü’ne ulaştırılıyor, bu makamlardan alınan yazılı direktifler ajanlar aracılığıyla müfreze kumandanlarına iletiliyordu.Haberleşmeyi sağlayan Telgrafçı Hasan Efendi, Fasih, Turhan Cemal, Ferit Celal, Mühendis Ziya, Ziraatçı Arif gibi memurlarla, yabancı dil bilgisi ve kültür düzeyiyle Fransız subaylarının güvenini sağlayarak elde edilen bilgileri teşkilata ulaştıran görevliler de vardı. Haberleşmede kullanılan yöntem düşmanın akıl edemeyeceği düzeyde idi. Haberleşmede kullanılacak evrak su ile ıslatılarak bir cam üzerine konuluyor, üzerine ikinci bir kuru kâğıt eklenerek kurşun kalemle yazı yazılıyordu. Çekilecek telgrafları yırtık giysiler içine saklayan görevi Hasan Bey, işi bittiğinde bunları imha ediyor, seyyar posta memuru Şükrü teşkilatın evraklarını evine getirdiği posta arabasının gizli bölmelerine yerleştiriyor ve kıymetli evrak pulu yapıştırdıktan sonra cepheye götürüyordu. Bu evraklar çoğunlukla Konya’da bulunan Fahrettin Paşa’ya ulaştırılıyordu. Fransız askerî işgal idaresinin geniş olanaklarıyla organize ettiği istihbarat ve propagandalara karşı, özverili Kuva-yı Milliye mensuplarının istihbarat çalışmaları cephe ve cephe gerilerinde başarıyla sürdürülmüş, vatanı işgalden kurtarmaya odaklanmış askerî kontrollü sivil direniş Adana bölgesinde düşmanı barışa zorlayan taraf olarak tarihe geçmiştir.  

___

  • Prof. Dr. Mithat AYDIN Prof. Dr. Tahir KODAL Prof. Dr. Süleyman İNAN