ANADOLU’NUN SANAT OBJESİNE DÖNÜŞEN KÜLTÜREL DEĞERİ KEÇE

Nerede ve ne zaman yapılmaya başladığına kesin bir cevap verilemese de, yünü keşfeden insanın ilk tekstil ürünü keçedir. Yün lifinin fiziksel bir özelliği olan keçeleşme, nemin ve sıcaklığın etkisiyle elyafının üzerinde bulunan örtü hücrelerinin açılması ve birbirlerine tutunup girift bir yapı oluşturması ile meydana gelir. İklim şartlarının ağır olduğu Orta Asya’da göçerler tarafından kullanılan keçe, Türk boylarının göçü ile Anadolu’ya gelmiştir. Osmanlı Devleti’nin yerleşik toplum düzenine geçişi ile konar-göçer kültürünün önemli bir öğesi olan keçenin üretiminde zamanla azalma görülmüş ve çadır olarak kullanımı neredeyse ortadan kalkmıştır. Sanayi Devrimi’nin yaşanması ile tekstil alanında üretim hızlanmıştır, bu süreçten etkilenen tekstil ürünlerinden biri de keçedir. 2. Dünya Savaşı sonrası yaşanan ekonomik sorunlar yeni hammadde arayışını hızlandırmış ve yapay liflerin üretilmeye başlanmasıyla tekstil endüstrisinde yeni bir dönem başlamıştır. Yeni materyaller ve farklı tekniklerin birleşmesi sonucunda ortaya çıkan Nonvowen’lar keçeye duyulan gereksinimi en aza indirmiştir. Tarihsel süreçte yer yaygısından çadıra, başlıklardan kundağa kadar geniş bir kullanım alanına sahip olan keçenin geleneksel el sanatları içerisinde zanaat ürünü olarak değerlendirilmesi yeni dünya düzeninde artık olası değildir. Bu bağlamda göçebe kültürün önemli bir öğesi olan keçenin, bu düzende var olabilmek için kimlik değiştirmek zorunda kaldığını söyleyebiliriz. Birçok kullanım alanının dışında kalan keçe, form alabilme, aldığı formda kalabilme ya da farklı malzemelerle kullanılabilme gibi özellikleriyle artık karşımızda bir sanat objesi olarak yer almaktadır. Kullanım alanının neredeyse ortadan kalkmasıyla bu dönüşümü açıklamak yeterli değildir. Ancak keçenin çağdaş sanat içinde kendine yeni bir ifade alanı olarak yer alması geleneksel el sanatları çerçevesinden çıkmasıyla başlamıştır denilebilir. Geleneksel kullanımının dışına çıkarak estetik ve işlevsel bir değer olarak varlığını sürdüren keçe ile sanatçılar kimi zaman geleneksel üretim tekniklerinden uzaklaşarak lif sanatının sınırlarında değerlendirilebilen yapıtlar vermişlerdir. Keçenin plastik bir malzeme olarak sanatsal ifade gücünü yapıtlarına alan sanatçılar, kavramsal yapıtlarında da güçlü bir anlatım aracı olarak kullanmışlardır. Bu çalışmada amaç Anadolu’da keçenin güncel sanattaki durumunu saptamaktır.

Felt-Anatolian Cultural Value: Being Changed Into An Art Object

Even if there is no certain answer about when and where it started to be made, felt is the first textile material man first discovered. Felting, one of the characteristics of woolen fibre, occurs when epithelial cells on the fibres open and make a complicated structure by holding each other due to the effect of heat and moisture. Felt, used by the nomadic people in the Central Asia, where the climatic conditions were extreme, came to Anatolia with the migration of Turks. When the Ottoman Empire formed a settled life style, the production of felt, one of the most important factors of moves and alights life, became less day by day and so its usage as a tent nearly disappeared. Along with the Industrial Revolution, production in textile got faster: one of the textile material affected by this period is of course felt. Economical problems faced after the World War II made the search for raw materials fast, and with the beginning of the man-made fibres a new period in textile industry began. Nonvowens, having appeared after new materials and the combination of different techniques, make the need for felt become less. In modern life, it is nearly impossible for felt, having had a various usage from a rug or carpet to tent, from a helmet to a swaddling clothes, to be regarded as a handicraft in traditional crafts. In this concept, it can be said that felt, an important part of nomadic culture, must change its identity to exist in this world. Now, felt, excluded in its most usage areas, takes its place as an art object with its characteristic of forming and staying in this obtained form and its ability to be used with different materials. It isn’t enough to explain this transformation because of its rarely usage. However, it can be said that its taking place in modern art as a new expression field starts when it gets out of the borders of traditional handicrafts. With felt, continuing its existence as an esthetic and a functional value by getting out of its traditional usage, artists sometimes create works considered in fibre art limits by going away from traditional production techniques. Artists, having taken felt’s artistic expression power as a plastic material into their works, have also used felt as a strong expression means in their conceptual works. The aim in this study is to establish the condition of felt in Anatolia in modern art.