Atatürk'ün Almanya Gezisi

Türk - Alman ilişkilerinin tarihi, en azından sekizyüz yıl öncesine uzanır. XII. Yüzyıl ortalarında, Kutsal Roma - Germen İmparatoru von Hohenstaufen Konrad III., İkinci Haçlı Seferi sırasında Anadolu’ya geldiği zaman (1147), Türkiye Selçuklu Devleti Sultanı Mes’ud I. ile çatışmış olmasına karşın, onunla dostça ilişkiler de kurmuştu. Ardından Konrad III, ın yeğeni İmparator Friedrich Barbarossa I., Üçüncü Haçlı Seferine katılmış, ordusunun başında Başkent Konya’ya kadar gelmişti. Selçuklu Sultanı Kılıç Arslan II. ile Friedrich Barbarossa I. arasında bir anlaşma yapılmış, bu anlaşmaya göre, Türkler, Alman ordusunun Kilikya’ya geçmesine izin vermişlerdi. Ne var ki İmparator Friedrich Barbarossa I., 1190 yılı Haziran ayında Tarsus çayında (Göksu) yıkanırken boğulmuş, bu olaydan sonra başsız kalan Alman ordusu tümüyle dağılmıştı. Ardı ardına iki Alman imparatorunun Kudüs’e ulaşmak amacıyla Anadolu’ya gelmiş olma¬ları, hele birinin Anadolu’da ölümü, birçok Alman tarihçilerinin dikkatini “Kleinasien” dedikleri Anadolu üzerinde toplamıştı.

Atatürk's Trip to Germany

The history of Turkish-German relations goes back at least eight hundred years ago. XII. In mid-century, the Holy Roman - Emperor von Hohenstaufen Konrad III Germanic., when he came to Anatolia during the Second Crusade (1147), Turkey Although the conflict with the Seljuk Empire Sultan Mas'ud I had established with her friendly relations. Then Konrad III, nephew Emperor Friedrich Barbarossa I. participated in the Third Crusade and came to Konya, the capital of his army. Seljuk Sultan Kılıç Arslan II. An agreement was reached between Friedrich Barbarossa I. According to this agreement, the Turks had allowed the German army to pass to Cilicia. However, Emperor Friedrich Barbarossa I. was strangled while bathing in Tarsus stream (Göksu) in June 1190, and the German army, which remained headless after this incident, was completely disbanded. Two consecutive German emperors came to Anatolia in order to reach Jerusalem, especially the death of one in Anatolia, and the attention of many German historians on Anatolia, which they call "Kleinasien".

___

  • Lütfi Simavi, Osmanlı Sarayının Son Günleri, İst. 1973, s. 230
  • M. Önder, Mareşal Hindenburg’a Hediye Edilen Hah, Türk Etnografya Dergisi, Sayı: 6, Ankara 1963
  • Hikmet Bayur, Atatürk - Hayatı ve Eseri, Ankara 1963, s. 136
  • Jean Paul Gamier, La Fin de I’Empire Ottoman, Paris 1973, s. 176
  • Afet İnan, Atatürk’ün Viyana-Karlsbad Hatıraları, T.T.K Yayını, Ankara, 1963
  • Atatürk’ün Millî Dış Politikası, C: 2, S: 118, Kültür Bakanlığı Yayını, Ankara, 1981
  • Dr, Cemil Koçak, Türk-Alman İlişkileri (1923-1939)1 Türk Tarih Kurumu Yayını, Ankara, 1991.