Dünyada kadın hakları, herşeyden önce insan haklan olarak ele alın-malıdır. İnsan Haklan Evrensel Bildirgesi’nin ilk maddesi “tüm insanlann özgür, onur ve haklar bakımından eşitliğini” ikinci maddesi de cinsiyet ayıranına karşı önlem alınması gerektiğini vurgular. Kadın haklan, uzun ve çetin mücadeleler sonucu kazanılmaktadır. Bu mücadelenin boyuttan her ülke için farklılık göstermiştir. Henüz kadın haklan konusunda adımını atmamış ülkeler vardır. Bu haklar için, mücadeleler bütün hızıyla sürmektedir. Bu mücadelede Türk kadını, dünya kadınının yanında kendisini daha şanslı olarak görmelidir. Çünkü, Türk kadını, kadının toplumsal statüsünü değerlendirebilen, ve onların kadın olmaktan kaynaklanan haklarına sahip olmalarını gerekli gören bir lidere sahip olmalarıdır. Bu lider Atatürk’tür. Atatürk, Türk kadınına bir ışık sunmuştur. Bu ışık İle Türk kadını geleceğine umutla bakmaktadır.

Women's rights in the world should be considered first of all as human rights. The first article of the Universal Declaration of Human Rights emphasizes that “the equality of all people in terms of freedom, dignity and rights” and the second article needs to be taken against gender separators. Women's rights are gained as a result of long and difficult struggles. This struggle has differed from the dimension to each country. There are countries that have not taken a step on women's rights yet. The struggles for these rights continue at full speed. In this struggle, the Turkish woman should see herself more fortunate alongside the world woman. This is because Turkish women have a leader who can evaluate the social status of women and deem it necessary for them to have their rights arising from being women. This leader is Atatürk. Atatürk offered a light to the Turkish woman. With this light, Turkish women look at their future with hope.