Aliya İzzetbegoviç (1925-2003) 20. Yüzyılın ikinci yarısında ve özellikle son çeyreğinde ülkesinin bağımsızlık mücadelesinde askerleri, halkı ve tüm tarihi, fikri birikimiyle ön plana çıkmış önemli bir devlet adamıdır. Aliya’yı diğer liderlerden ayıran en önemli yanlarından bazıları onun okumaya, yazmaya, adalete, çok kültürlülük temelinde fikri, dini hoşgörüye düşkünlüğü ve sekiz buçuk yıla yakın ceza evi yaşantısıdır. Aliya üzerine onlarca çalışma, sempozyum yapılmış ve yapılmaktadır. Bu yapılan çalışmalarda çok önemli noktalara temas edilebilmekte ancak bunun yanında Aliya hayatla ve kendi gerçekleriyle bağlantısı koparılarak fikri ve kişilik olarak efsaneleştirilmek, kutsallaştırılmak, filozof, kral yapılmak istenmektedir. Bu tanıtımını yapacağımız eser doğru Aliya algısının peşindedir. Eserin ana mottosu olabilecek ifade en doğru, sade, anlaşılır, eserleri ve görüşleriyle bağdaşır, hayata ve zihne tatbik edilebilir Aliya gerçeğine ulaşabilmek üzerine kurulmuştur. Dinden sanata, bilimden felsefeye, Hristiyanlık algısından ötekine hoşgörüye ve kadın sorununa kadar farklı açılardan farklı uzmanlık alanına sahip akademisyenlerce hazırlanan bu eser tüm kesimlerden okuyucular için önemli bir kaynak olabilecek niteliktedir.