SALMAN RUSHDİE'NİN GECEYARISI ÇOCUKLARI ESERİNDE DOĞANIN ÖTEKİLİĞİNDE KENDİNİ BULMA: SUNDARBANS VE SÖMÜRGECİLİK SONRASI KİMLİK

Doğa ve kültür arasında süregelen bir ikilik olmasına rağmen edebiyat eserlerinde insanlık durumunun belli bazı yönlerini betimlemek ve bilinçaltında nelerin olduğunu göstermek için doğadan yararlanıldığını görürüz. Bu kaçınılmazdır çünkü insan da doğanın bir parçasıdır. Bu insan durumlarından bir tanesi de savaş ve onun sebep olduğu travmadır. Savaşın yol açtığı travma ve tutarsızlık insanın kimliğini sorgulamasına ve hatta kaybetmesine kadar gidebilir ki bu noktada insan bu travmayı atlatma ve kimliğini bulma çabası içinde tekrar doğanın sağladığı sakinliğe dönebilir. Bu Fİziki çevre bir orman ya da çöl olabilir. Bu makale Salman Rushdie'nin Geceyarısı Çocukları adlı romanının Sundarbans bölümünü eko eleştirel açıdan bir okumasını yaparak romanın baş karakteri Saleem Sınai'nin kimliğini dünyanın en güzel ve aynı zamanda en tehlikeli ormanlarından bir tanesinde bulmasını tartışmayı amaçlamaktadır. Saleem'in 1965 Hindistan-Pakistan savaşında bir asker olarak kimlik arayışı onu politik olarak sınırları en çok tartışılan Bangladeş ve Hindistan arasındaki devasa yağmur ormanına götürür. Bu bağlamda, Sundarbans'ın muğlaklığı mecazi olarak sömürgecilik sonrası kimliğin muğlaklığına karşılık gelmektedir. Eko eleştiri teorisi temelde Fİziksel mekan ile ilgilendiğinden bireysel kimliği odak noktası yapan sömürgecilik sonrası eleştirmenler tarafından şüpheyle karşılanır. Bu makale, aynı zamanda Saleem'in Sundarbans'ta yaşadıklarından yola çıkarak eko eleştirel ve sömürgecilik sonrası teorilerin farklı araştırma odaklarından kaynaklanan tartışmaları da uzlaşılabilecek ortak bir paydada birleştirmeyi amaçlamaktadır.

___

  • Buell, L. (1995). The Environmental Imagination: Thoreau, Nature Writing, and the Formation of American Culture. Cambridge: Harvard UP