NEOLİBERAL İDEOLOJİNİN ÇEVRESEL YÜZÜ: EKOLİBERALİZM

1960'ların sonlarından itibaren çevre konusu ulusal ve uluslararası ölçekte önem kazanmıştır. Bu durum karşısında ülkelerin mevzuatlarında çevre konusu daha fazla önem ve yer bulurken, uluslararası platformda çevre konusu konferanslar ve hukuki metinler aracılığı ile giderek daha fazla gündeme gelmeye başlamıştır. Tüm bu pratik gelişmelere koşut olarak siyasal ideolojilerin birçoğunda ekoloji alanına doğru bir kırılma meydana gelmiştir. Siyasal ideolojilerin hemen hemen hepsi hâkim ekonomik sistem olan kapitalizmi yaşanan çevre sorunlarının ana kaynağı olarak görüp, bu gelişmeler üzerinden liberalizm ve serbest piyasa ekonomisini eleştirirken, liberal ideologlar bu saldırılara karşı öncelikle teorik bir zemin hazırlama gereği hissetmişlerdir. Bu anlamda liberal ideolojinin tıpkı diğer ideolojiler gibi temel varsayımlarını ekoloji bilimine eklemleme çabaları neticesinde serbest piyasa çevreciliği (ekoliberalizm) ortaya çıkmıştır. Liberalizmin zaman içerisinde evrilerek eko-liberalizme dönüşümü belirli eksenler üzerinden olmuştur. Bu eksenler öncelikle içerisinde yeni birey tanımı da barındıran özgürlük, ekonomi ve doğa kavramlarıdır. Bu kapsamda makalenin birinci bölümünde ekoliberalizmin bu üç gelişme ekseni etrafında nasıl bir ideolojik çerçeve ve altyapı oluşturduğunu belirledikten sonra, ikinci bölümde ekoliberalizmin pratik yaşamda çevre sorunlarına hangi tür uygulama araçları ile müdahalede bulunduğu ortaya konmuş; bu araçların ne tür bir politik çerçeveye oturduğu tespit edilmeye çalışılmıştır

___

  • Aktan, C. C. (2004),Yeni İktisat Okulları, Ankara: Seçkin Yayınları.
  • Altuğ, F. (1990), Çevre Sorunları, Bursa: Uludağ Üniversitesi Basımevi.