MİLLİ EĞİTİMDE BİRKAÇ KRİTİK SORUN

Londra Üniversitesi mukayeseli eğitim profesörü King, geri kalmış ülkelerin, kalkınmış olanları en az elli yıl geriden izlediklerini söylemektedir. Bu ifadeyi kendi milli eğitimimize oluklaştırdığımızda, birincisi hızla değiştiğimiz için ve keza güncel teknoloji üretiminin transfer olanaklarını sürekli tartıştığımız için, pek yerinde bulmayabiliriz. Ancak, bir kısım milli eğitim karar ve uygulamalarında, başkalarını değilsede, kendimizi (50-70 yıl geriden izlediğimizi dile getirirksek durumu fazla abartmış sayılmayız. Kafa ve kalbin, uygar, modern, mutlu ve rahat yaşayan insanların Türkiyesi için çalıştığı ilk yılların milli eğitiminde alınan çoğu kararların ve uygulamaların, bu gün yön ve öz değiştirdiğini somut örneklerle ortaya koymak mümkündür. Kuşkusuz, sosyo-kültü-rel dinamizm nedeniyle kendimizi tekrarlamamız hata olur; şu varki, dinamizm, dağdma ve keyfiliğe değil, fakat, ideal olarak, gelişmeye yönlendirilmelidir. Türkiyenin geleceğini doğrudan etkileyen insan eğitiminde, yakın geçmişte alman yoldan geriye gidilirse, bunun, yakın gelecekte yaratacağı sorunların giderilmesi güçleşir ve bu ara, eğitime ya-pdan yatırımlar telef olur.

SÖZCÜKLERLE DÖKÜLMEYENLER : Sınıfta Sözsüz İletişim

Sözel iletişim insanoğlunun üzerinde ençok çalıştığı etkinliklerden birisidir. İlkokuldan üniversiteye kadar her okul düzeyinde öğrencilerden konuşma ve yazı dilinin yapılarını öğrenmeleri istenir. Öğrenciler sözel dile hakim olmadıkça gerçek anlamda eğitilmiş sayılmazlar. Öte yandan sözsüz iletişim ise insanoğlunun üzerinde çok az durduğu bir etkinlik olagelmiştir. Günümüzde bile hala devlet okullarının programlarına temel bir ders olarak girecek önemde görülmemektedir. Oysa, insanların iletişim kurarken alıp gönderdikleri mesajlardaki anlamların % 80 kadar büyük bir oranını sözsüz dil oluşturmaktadır. Bu rahatsız edici bir orandır. Demek ki insân-oğlu bu gerçek ortaya çıkıncaya kadar iletişim ile ilgili çalışmalarında yanlışın üzerinde durmuştur.

___

  • .