HOLLANDA HALK MASALLARI: YEREL-KÜRESEL GEÇİŞKENLİĞİ

Masal olgusu, halkın yarattığı, ağızdan ağıza yani sözlü dil kullanılarak kuşaktan kuşağa sürüp gelen, çoğunlukla insanların ya da tanrıların başından geçen olağandışı olayları anlatan hikâyeler; öğüt verici, ahlak dersi veren alegorik eserler olarak tanımlanmıştır. Nedensellik açısından farklı bir yaklaşım getirerek, demokrasi ve insan haklarının gelişmediği, yönetim ve toplum kaynaklı baskıların yoğun olduğu ortamları, masal oluşumuna gerekçe gösteren görüşler de vardır. Diğer yandan, Batı Avrupa dışındaki coğrafyalarda (örneğin Afrika ve Kuzey Amerika yerlilerinde) anlatıların, masal türüne göre daha dağınık, belirsiz ve iç içe geçmiş durumda olduğu, masalın ayrı bir yazın türü olarak belirlenmediği öne sürülür. Masal kavramının, yerel ve küresel olguların geçişkenliğini ya da sabitliğini ne düzeyde yansıttığı, tartışılan önemli konulardan biridir. Bu bağlamda, masal türündeki anlatıların üretiminde budunmerkezci yaklaşımın söz konusu olup olmadığı da yanıtlanması gereken sorular arasındadır. Dünyadaki halk masallarının çoğu yereldir ve yerelden küresele doğru doğru gelişir. Yerelden küresele doğru geçme göstermesi, masalların içeriğinin, verdiği iletinin ve izleğin evrensel niteliğinin olmasındandır. Belli bir halka ya da coğrafyaya ait olan masal, söylence ve destanlar, o halkın küresel kültürel düzlemde etkin ve baskın olup olmamasına bağlı olarak geçişkenlik gösterir. Hollanda halk masallarının birçoğu, örneklere bakıldığında, ulus-devlet sınırlarını aşan ve kültürel coğrafyayı birleştiren nitelikte metin türleridir. Böylece, yerel ile küresel arasındaki geçişkenliğe düzlem oluştururlar. Bu çalışmada, yukarıda açıklanan sorunsallar, yerel ve küresel eksende Hollanda masalları ele alınarak tartışılacak ve ilgili sorulara yanıt aranmaya çalışılacaktır. Hollanda masallarının genel yapısı, tarihsel, toplumsal konumu, anlatı özelliği ve içerikleri, Hollanda sözlü kültüründen seçilerek Hollanda halkına ve onun budunbilimsel yazınına aktarılmış üç örnek temel alınarak sunulacaktır.

DUTCH FOLK TALES

The notion of folk tale is a conglomeration of stories, which allegorically depict an ideal example, teach a lesson or give an advice as a literary tool or an artistic expression generally by means of an extraordinary event, which happened to humans or gods. It is a narrative or visual demonstration in which a happening, location or a person can be interpreted in order to convey a hidden message that has ethical, cultural, moral or political function. A folk tale is anonymously created by a community and is passed down orally from one person to the other in that community and in this manner it is transferred from one generation to the other or sometimes maybe from one folk to the other, which then has a quality of globally known narrative. There are various opinions concerning folk tales, which present an argument for the ontogenesis of these tales in societies where values regarding democracy and human rights are not yet fully grown and where social oppression is at stake, by bringing a different perspective to the fore with regard to existential causality of these tales. On the other hand it is asserted in the relevant literature that in places other than western cultural spheres (e.g. native cultures of Africa and America) narratives are dispersed, ambiguous, blurry and intertwined and that tale cannot be discerned as such and cannot be selected as a separate literary genre. One of the main discussion points is how the notion of folk tale can reflect the transitionality or constancy, fixity of local and global phenomena. In this regard, whether an ethnocentric approach can play a role in the production of narratives as the category tale, is among questions that need to be answered. Many folk tales around the world have basically a local scope and they evolve gradually from the local onto the global scope. The transitionality of folk tales from the local to the global seems to be due to the fact that the content, the message conveyed and the theme of tales have a universal character. Tales, myths and legends which belong to a certain folk or land contain transitionality depending on whether that folk is active and dominant on global scale. If we have a close look at some examples, we see that the most of Dutch folk tales are textual types, which go across the borders of nation states and combine various cultural locations. Thus, they construct a platform for the transitionality between the local and global. This paper discusses the problematics, which are mentioned above, by means of an elaboration on Dutch folk tales on local and global scale; and tries to find an answer for the related questions. A general structure of Dutch folk tales, their historical and social position, their content and narrative feature will be presented on the basis of three selected examples, which are part of Dutch oral culture, Dutch folk and their ethnological literature.

___

  • Bruijn, Margreet. (1982). “Er was eens…”. De Wereld van het Kinderboek: Een oriëntatie voor onderwijzenden op het gebied van de jeugdliteratuur. Onder redactie van Annie Moerkercken van der Meulen & Hanny Spelbrink. Groningen: Wolters-Noordhoff.
  • Derrida, Jacques. (2014). Gramatoloji. Çeviren: İsmet Birkan. Ankara: Bilgesu Yayınları.
  • Dekker, A. J., J. Van der Kooi & Theo Meder. (1997). Van Aladdin tot Zwaan Kleef aan. Lexicon van Sprookjes: ontstaan, ontwikkeling, variaties. https://www.dbnl.org/tekst/dekk033vana01.
  • Güngör, Muhammed. (2014). “Hıristiyanlıkta Yedi Ölümcül Günah”. Dini Araştırmalar. Temmuz-Aralık 2014, Cilt: 17, sayı: 45, ss. 36-59.
  • Helimoğlu Yavuz, Muhsine. (2014). Anadolu Masalları – Az Gidenler Uz Gidenler. İstanbul: Kaynak Yayınları.
  • Kaper, Ronnie. (1984). Over Helse Heksen en Onnozele Halzen: Magie en Bijgeloof in Middeleeuwse Teksten. Culemborg: Educaboek b.v.
  • Ögel, Bahaeddin. (2002). Türk Mitolojisi: kaynakları ve açıklamaları ile destanlar. Ankara: Türk Tarih Kurumu Yayınları.