Arkaik Dönem'den bir Likya Dynast Mezarı üzerindeki aslan öldürme sahnesi anlamı ve kökeni üzerine değerlendirmeler

Öz Çalışma konusu sahne, Lykia'nın Dynastik Dönem yerleşimlerinden en önemlisi Ksanthos'ta "Aslanlı Mezar" olarak bilinen, yerel mimari geleneğin ürünü bir dikmenin mezar odasını süsleyen ka-bartma konularından birisidir. Yönetici sınıfa ait bir kişinin mezarını süslemesi nedeniyle sahne, bir yönüy-le de mezar sahibinin "tanrısal erkinin" propagandasına hizmet etmektedir. Bu özelliğiyle Lykia kent beyle-rinin, kendilerini hangi öncellere göre, nasıl ifade ettiklerine dair ipuçları sunmaktadır. MÖ 6. yüzyılın ortalarına tarihlenen Ksanthos Aslanlı Dikme'nin batı yüzünde doğrudan mezar sahibi "bey" ile ilgili iki konu betimlenmiştir (Res. 1a-b). Soldaki panelde, tahtta oturan mezar sahibi bey ve daha dar tutulmuş sağ panelde, ayakta duran çıplak (?) erkek figürüyle bir aslanın mücadelesi betimlenmiştir (Res. 12). Mezar sahibi "bey" olması gereken figür, elindeki kısa kılıcı kulağından yakaladığı aslanın karnına saplamıştır. Vücudu yandan, başı izleyiciye bakacak şekilde cepheden verilen aslan ise iki ayağını kendisini öldürenin dizine ve omzuna koyarak direnmeye çalışmaktadır. Çalışmada, Mezopotamya kökenli bu kompozisyonun hangi kültürlerin etkisiyle Lykia'da görüldüğü sorgulanmış ve tanrısal bir gücün propagandası olarak yo-rumlanan bu sahnenin, Lykia'nın Dynastik Dönem kent yöneticilerinin kimliklerine dair sunduğu bilgiler değerlendirilmiştir. "Aslan öldüren kişi" ikonografisi iki açıdan irdelenebilir: İlki, Doğu sanatında görülen örnekler ışığında gerçek bir kişinin (kral veya kent beyi) aslanı öldürmesi; ikincisi ise Hellen tasvir gelene-ğinde mitolojik bir anlatım olarak, yarı tanrı - kahraman Herakles'in Nemea Aslanı'nı öldürmesidir. Aslanlı Dikme'deki "aslan öldüren bey" sahnesi, aynı kompozisyonun görüldüğü Uruk, Ninive, Nimrud, Ziviye, Tel - Halaf ve Karatepe'deki gibi Doğu, ayrıca Olympia metal şeritleri, Attika orijinli seramik bezemeleri gibi Batı eserleriyle karşılaştırılmıştır. Bu ikonografi Asur krallarından başlayarak, Geç Hitit kent beyleri tarafından da, kompozisyon ve anlamı değiştirilmeden kullanılmıştır. Anlaşılan kendilerini Eski Doğu hükümranlarıyla özdeşleştiren Lykia beyleri de bu geleneği devam ettirmişlerdir. Bu tercih birlikteliği, aynı siyasi yapının sonucu olarak, Zincirli Kralı Kilamuva, MÖ 8. yüzyılda bir Asur eyaleti haline gelen Karga-mış'ın Kralı Araras veya Karatepe kralı Azativatta gibi yerel Geç Hitit kent beyleriyle, Kheziga veya Kuprlli gibi Lykia beylerinin, aynı "Doğulu Hükümran" ideolojisini benimsediklerine işaret etmektedir. Sonuç olarak, B. Jacobs'un, Lykia'nın MÖ 5. ve 4. yüzyıl mezar kabartmalarında görüldüğü düşünülen Akhaemenid etkisini tartıştığı çalışmasında üzerinde durduğu; "Lykia tasvir geleneğinde var olan ve Asur'la ilişkili görülen sahnelerin Pers anıtlarında yer almayışı", böylece bu sahnelerin Lykia'ya taşıyıcısının belir-sizliği sorununa olası bir cevap verilebilir. İki kültür arasındaki bu taşıyıcı; MÖ 8. yüzyıldan itibaren, ka-bartma geleneğinde Asur etkilerinin olduğu kabul edilen Geç Hitit atölyeleri olmalıdır. Nitekim yakın geçmişte Ksanthos kazılarında ele geçen kabartmalı ortostat' lar da aynı kaynağa işaret etmektedirler.
Anahtar Kelimeler:

Ljpkia , Djpnast , Ksanthos