ANADOLU TIBBINDA MÜZİKLE TEDAVİ

Bu makalede, Anadolu’da müzikle tedavi konusunda eldeki bilgilerin bir derlemesi verilmeye çalışılmıştır. Öncelikle müziğin insanlık tarihinde ortaya çıkışından bahsedilmiş; daha sonra Anadolu’da müzik tarihi hakkında bilgiler özet olarak sunulmuştur. Anadolu’da yapılan müzik terapinin oluşumuna katkısı olduğu düşünülen ve farklı uygarlıklara ait müzikle tedavi konuları kısaca sunulmuştur. Buna göre İbranilerde müzikle tedavi, Eski Mısır’da müzikle tedavi, Eski Çin’de müzikle tedavi, Roma’da müzikle tedavi ve Eski Yunan’da müzikle tedavi konuları özetlenmiştir. Farabi’den günümüze kadar uzanan süreçte müzik terapi ile ilgili elde bulunan bilgiler sunulmuş; Farabi, İbni Sina, Razi gibi alimlerin bu konudaki görüşlerine kısaca yer verilmiştir. Anadolu Selçuklu dönemi ve Osmanlı döneminde Anadolu’da müzikle tedavi hakkında eldeki veriler sunulmuş; Musiki’ül Kebir, El Kanun Fi’t Tıb, Tadilü’l Emzice, Gevrekzade’nin musiki risalesi ve Haşim Bey Mecmuası’ndan bahsedilmiştir. Makamların hangi hastalıklara iyi geldiği, günün hangi vakitlerinde etkili olduğu gibi konular ayrıca işlenmiştir. Makamlar ve hangi hastalıklara iyi geldiklerinin bir listesi sunulmuştur. Müzikle tedavinin yapıldığı şifahaneler yine liste halinde verilmiştir. Anadolu’da 1800’lü yıllara kadar yapılmış olan müzikle tedavi ile ilgili eldeki bilgilerin bazen birbirini tutmadığı, hatta birbirine zıt bilgilerin bulunduğu belirtilmiştir. Sonuç olarak Anadolu’da Milattan Önceki yıllardan başlayıp 1800’lü yıllara kadar devam ettirilen bir müzikle tedavi geleneğinin bulunduğu bilinmektedir. Ancak bu tedavinin detayları maalesef net bir şekilde bilinmemektedir. Bu nedenle eldeki bilgiler tarihi ve folklorik bir bilgi olmaktan öteye gidememektedir. Bugün itibarıyla yapılması gereken şey günümüz tıp bilimi ve müzik bilgisinin kanıta dayalı bilimsel yöntemlerle araştırılması; elde edilen yeni bilgilere göre müzikle tedavinin yeniden şekillendirilmesidir. Tarihi kaynaklardan elde edilen veriler de bu yöntemlerle tekrar denenerek bilimsel yönden ne kadar geçerli ve güvenilir oldukları net bir şekilde ortaya konulmalıdır